3. Hukuk Dairesi 2020/9723 E. , 2020/6527 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANTALYA 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, kesin olmak üzere 12/11/2020 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
-K A R Ş I O Y -
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; satılanın ayıplı (gizli ayıplı) çıkması nedeniyle, gayrimenkul satışına yönelik sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin istirdadına yönelik bulunmaktadır.
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı ... ile 28.12.2010 tarihinde akdetmiş olduğu sözleşme ile daire satın aldığını, daireyi kiraya verdiğini; ancak, kiracıların kısa süreli oturmalarından sonra, tavandan (çatıdan) gelen su sızıntıları nedeniyle kira sözleşmelerini feshederek, kiralanandan çıktıklarını; bunun üzerine, Antalya 1.Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak, ayıbın niteliğinin tespitini istediğini, bilirkişinin ayıbın gizli ayıp olduğunu rapor etmesiyle iş bu davayı açtığını belirtmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yerle ilgili idare tarafından 13.03.2008 tarihinde yapılan inşaat ihalesinin kesin kabulünün 20.04.2012 tarihinde, kesin hak edişinin ise 20.06.2012 tarihinde onaylandığını; davacının gayrimenkulü teslim alırken, ihtirazı kayıt koymadan teslim aldığını; gizli ayıp olması halinde dahi, alıcı tarafından ayıbın ortaya çıktığı anda derhal yazılı bildirimde bulunması gerektiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; "...konutun davacıya 16.06.2011 tarihinde teslim edildiği, davacıya ait bağımsız bölümün en üst kat olması sebebi ile 2011 yılının kış ayında çatıdan su alarak hasarlandığı, gizli ayıbın ilk olarak 2011 yılının kışında açığa çıktığının davacının beyanları ile sabit olduğu; davacı tarafından süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükümle ilgili, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş; Bölge Adliye Mahkemesi de, davacı vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Davacı vekili bu kez, istinaf mahkemesi kararını temyiz etmektedir.
Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde; Sayın Çoğunluğun görüşü ile kararın ONANMASINA karar verilmiştir. Aşağıdaki gerekçelerle Sayın çoğunluğun onama görüşüne iştirak edilmemiştir.
Dava konusu taşınmazdaki ayıbın, davacı tarafından yapılan tespit dosyasında gizli ayıp olduğu bilirkişi tarafından tespit edildiği gibi, mahkemenin de kabulü ayıbın "gizli ayıp" olduğu yönündedir.
TBK.nun 223. maddesinde; "Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır." denilmektedir.
Mahkemenin kabulü taşınmazdaki ayıbın gizli ayıp olduğuna ilişkin bulunduğuna göre, yukarıdaki madde hükmün de belirtildiği üzere, bu tür ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir. Mahkeme, hükmünü, gizli ayıbın ilk olarak 2011 yılının kışında açığa çıktığının davacının beyanları ile sabit olduğu gerekçesine dayandırmıştır. Oysa, davalı kurum, sözü edilen tarihte henüz taşınmaz ihalesinin kesin kabulünü yapmış değildir. Öte yandan, gizli ayıp, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle
ortaya çıkarılamayacak bir ayıp olduğuna göre, uzman kişiler vasıtasıyla sonradan tespiti gerektiği bir zorunluluktur. Davacı taraf, bu maksatla mahkemeden tespit talebin de bulunmuş ve tespit rapor sonucunu davalıya tebliğ ettirmiştir. Bu durumda, davacının gizli ayıbın varlığını öğrendiği tarihin tespit dosyasında alınan rapor tarihi olduğu ve ayıbın TBK.nun 223. maddesinin ikinci fıkrasındaki sürede satıcıya bildirildiği kabul edilmelidir. Davanın esası incelenip sonucu dairesinde bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece, bu hususda yanılgılı değerlendirme ile davacı tüketicinin beyanını kendi aleyhinde yorumlayarak, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru değildir. Kararın, bu gerekçelerle bozulması düşüncesinde olduğumuzdan, Sayın Çoğunluğun onama kararına karşı oyumuzdur. 12/11/2020