11. Hukuk Dairesi 2018/726 E. , 2019/2607 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 03/05/2017 tarih ve 2016/432 E. - 2017/185 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince verilen 23/11/2017 tarih ve 2017/1064-2017/1049 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "BEKO" esas unsurlu 3, 4, 6, 7, 8, 9, 11, 12, 14, 16, 20, 21, 24, 25, 27, 28, 35, 37. sınıf mal ve hizmetlerde tescilli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı şirketin 2015/63523 sayılı 7 ve 35. sınıf mal ve hizmetler için "BEKOMSAN" ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin iltibas ve tanınmışlık hukuki sebeplerine dayanarak yaptığı itirazın markalar dairesi tarafından kabul olunarak başvurunun reddedildiğini, ret kararının kaldırılması istemiyle bu kez davalı tarafından yapılan itirazın nihai olarak TPMK ... tarafından kısmen kabul olunarak başvurunun 7. sınıftaki "Kompresörler" ürünü bakımından devamına karar verildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek davalı kurum ..."nın 2016/M-8646 sayılı kararının iptalini, marka tescil edilmiş ise hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Bekomsan Kompresör San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili, markalar arasında iltibasa neden olacak bir benzerlik bulunmadığını, sektörlerinin farklı bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraf markalarının kapsamlarının aynı türden ürün ve hizmetleri içerdiği, davacıya ait "BEKO" ibareli markalar ile başvuru konusu "BEKOMSAN" ibarelerinin farklı olduğu ve işaretlerin sescil, görsel ve anlamsal olarak ilişkilendirilemeyeceği, 7. sınıftaki "kompresörler" ürünlerinin ortalama alıcısı olan kişilerin davacı markalarıyla sunulan ürün ve hizmetler yerine davalı işaretiyle sunulan ürün ve hizmetleri satın alma yahut yararlanma aşamasında işletmeler arasında idari-ekonomik olarak irtibat bulunduğu yanılgısına düşme ihtimalinin bulunmadığı, davacı markaları ile başvuru konusu işareti karıştıracak olan kişilerin ortalama tüketici olarak kabul edilemeyeceği, davacının "BEKO" ibareli markasının beyaz eşya ve benzeri ürünlerle ilgili piyasada belli bir bilinirlik elde etmiş olmasının da sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesinin uygulanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava TPMK ... kararının iptali ve davalı markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davacı tarafın itiraza gerekçe "BEKO" unsurlu markaları ile davalı şirket başvurusuna konu 2015/63523 sayılı 7. sınıf hizmetleri kapsayan "BEKOMSAN" ibareli marka arasında 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi uyarınca benzerliğin ve karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş, istinaf istemi de ... Bölge Adliye Mahkemesince aynı gerekçeyle esastan reddedilmiştir. Ancak davacı markası "BEKO" ibaresinden oluşan özgün bir kelime olup, belirgin bir anlamı bulunmamaktadır. Bu nedenle ayırtediciliği yüksek bir ibaredir. Karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesinde markaların ayırt edici unsurlarının dikkate alınması gerekir. Ayırt edicilikte ise tüketici kitlesini en çok etkileyen kısım markaya konu ibarenin başlangıç kısmıdır. Bu anlamda davacı özgün markasının aynı harf sırasıyla davalı başvurusunda yer aldığı, davalı başvuru markasındaki "SAN" ibaresinin de çoğunlukla sanayi kelimesinin kısaltılmış hali olduğu, bu durumda, işaretler arasında 7. sınıf hizmetlerin ortalama tüketicileri nezdinde 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında karıştırılma ihtimali yüksek olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken mahkemece işaretler arasında benzerlik bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir.
2- Kabule göre de, davacı taraf aynı zamanda 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesine dayandığı halde ilk derece mahkemesince sadece 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi gereğince değerlendirme yapılarak markaların benzer olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi de doğru görülmemiş ve kararın bu yönden de davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 03/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.