4. Ceza Dairesi 2017/1413 E. , 2017/9014 K.
"İçtihat Metni"Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetine dair Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 14/10/2011 gün ve 2011/510 esas, 2011/979 karar sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 21/01/2016 gün ve 2013/33091 esas, 2016/1092 karar sayı ile,
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, sanık hakkında yaralama eyleminden dolayı dava açılmasına karşın hüküm kurulmamış ise de, zamanaşımı süresi içerisinde karar verilebileceği ve bu konuda temyiz denetimine konu bir hüküm bulunmadığı anlaşılarak dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen tehdit ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak, hükümlerde TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 21/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/401280 sayılı yazısı ile,
Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/10/2011 tarih ve 2011/510 Esas, 2011/979 Karar sayılı ilamıyla; sanık ..."ın hakaret suçundan 5237 sayılı TCK"nın 125/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna, tehdit suçundan ise eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 106/1, 43, 62, 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiği,
Hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21/01/2016 gün ve 2013/33091 Esas, 2016/1092 Karar sayılı ilamıyla hükümlerin düzeltilerek onanmasına karar verildiği,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Asliye Ceza İlamat Masasının 28/11/2016 tarihli yazısı ile tehdit suçu ile ilgili düzeltilerek onama kararına karşı 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi uyarınca işlem yapılması talep edilmiştir.
İTİRAZ NEDENLERİ: Sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda tehdit suçundan eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 106/1, 43. maddeleri uyarınca tayin edilen 1 yıl 3 ay hapis cezasından aynı Yasanın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması suretiyle 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken hesap hatası yapılmak suretiyle 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasına karar verilmesi, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden tehdit suçundan sanığa sonuç olarak verilen cezanın 1 yıl 15 gün hapis cezasına indirilmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,
1- İtirazımızın KABULÜNE,
2-Yüksek Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21/01/2016 gün ve 2013/33091 Esas, 2016/1092 sayılı kararıyla tehdit suçu ile ilgili kararının KALDIRILMASINA,
3-Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/10/2011 tarih ve 2011/510 Esas, 2011/979 Karar sayılı ilamıyla sanığın tehdit suçundan, 5237 sayılı TCK"nın 106/1, 43. maddeleri uyarınca tayin edilen 1 yıl 3 ay hapis cezasından aynı Yasanın 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması suretiyle 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken hesap hatası yapılmak suretiyle 1 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırı olup, hükmün BOZULMASINA karar verilmesi, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sonuç cezanın 1 yıl 15 gün hapis cezasına indirilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA karar verilmesi,
4-İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi,
İtirazen arz ve talep olunur, isteminde bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
İTİRAZIN KAPSAMI:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının sanık hakkında tehdit suçundan TCK"nın 106/1-1 ve 43, 62 maddelerine göre belirlenen sonuç cezanın 1 yıl 15 gün olması gerekirken, sanık aleyhine olarak, hesap hatası sonucu 1 yıl 1 ay 15 gün olarak tayin edilmiş olması nedeniyle, sonuç cezanın 1 yıl 15 gün olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA ilişkindir.
KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz gerekçesi yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99 maddesiyle eklenen 5271 Sayılı CMK"nın 308 maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Dairemizce verilen 21/01/2016 gün ve 2013/33091 esas, 2016/1092 sayılı kararının itiraz nedeniyle tehdit suçuyla sınırlı olarak KALDIRILMASINA,
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak,
1-)Sanık hakkında TCK"nın 106/1-1, 43 ve 62 maddelerine göre belirlenen sonuç cezanın 1 yıl 15 gün yerine, sanık aleyhine 1 yıl 1 ay 15 gün olarak tayin edilmesi,
2-)Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “ve diğer siyasi hakları kullanmaktan” ibaresinin iptaline karar verilmiş, ayrıca aynı bentte yer alan “seçme ve seçilme” ehliyetleri ile ilgili olarak da, hükümlünün, hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakılması uygulamasını engelleyici nitelikte iptal kararları verilmiş olması ve doğan boşluk nedeniyle bu hususta yeni bir yasal düzenleme yapılması ihtiyacının ortaya çıkması karşısında, yerel mahkeme hükmünde bu hak ve ehliyetlerden yoksun bırakmaya ilişkin uygulamanın dayanaksız kalması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık müdafin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, TCK"nın 106/1-1, 43, 62 maddelere göre uygulamada sonuç cezanın karara 1 yıl 15 gün olarak yazılması, hükümde TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımdan (b) ibaresinin çıkartılarak DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına, 23/03/2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.