Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/18152 Esas 2020/3133 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18152
Karar No: 2020/3133
Karar Tarihi: 17.09.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/18152 Esas 2020/3133 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2016/18152 E.  ,  2020/3133 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HMK’nın 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile çağırılıp, aynı Kanunun 259/2 ve 290/2. maddeleri hükümleri uyarınca keşifte dinlenmelerinin sağlanması, taraflarla birlikte her parselin yeri ayrı ayrı gösterildikten sonra hangi parsellerin ortak miras bırakandan kaldığının, hangi parsellerin kim tarafından kimden satın alındığının kendilerine sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde 261/1. maddesi gereğince çelişkinin giderilmesi, davetiye ile gelmedikleri takdirde 245. maddenin gözönünde tutulması" bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası temyize konu 103 ada 918, 919 ve 932 parsel sayılı taşınmazlar baraj gölü alanı olarak kullanılmak üzere tapudan terkin edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli 103 ada 918 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine, 103 ada 919 ve 932 parsel sayılı taşınmazlar hakkında açılan davanın kabulü ile 1/2 payının davacı ...’ya, 1/2 payının ...’e ait olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı her ne kadar babaları ...’in sağ olması nedeniyle) terekeye göre 3. kişi durumunda olan kayıt maliklerine karşı muris ...’in mirasçısı olan ...’in ve kendisinin miras paylarının adlarına tescili istemi ile dava açmış ise de, dosya içerisinde bulunan veraset ilamı ve nüfus kayıtlarından davacının murisi ..."in 25.07.2001 tarihinde vefat ettiği ve geriye mirasçı olarak davacı ile davalı ..."in kaldığının anlaşılması nedeniyle davanın tereke adına açılmış olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki, temyize konu olmayan başka parseller nedeniyle davada taraf olarak yer alan ...’in, dosya kapsamındaki beyanlarından, açılan davaya muvafakatinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Bu nedenle, miras yoluyla gelen hakka dayanılarak terekeye tabi bir taşınmaz hakkında, üçüncü kişiye karşı genel mahkemelerde açılacak davalarda, tüm mirasçıların birlikte dava açmaları veya diğer mirasçıların muvafakatlerini almaları ya da miras şirketine temsilci tayin ettirmeleri gereklidir.
    Hal böyle olunca; davacının murisi ..."in mirasçısı ...’in davaya muvafakatinin bulunmadığı göz önüne alınarak, mahkemece öncelikle, terekeye temsilci atanması için davacıya süre verilmeli ve bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmelidir. Önceki tarihli bozma ilamında bu yöne değinilmemiş olması maddi hataya dayalı olup, maddi hataya dayalı bozma ilamının usulü kazanılmış hak oluşturması mümkün olmadığı gibi; taraf teşkili, davanın her aşamasında mahkemece, re"sen gözetilmesi gereken dava şartlarından olduğundan taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.