22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/21729 Karar No: 2019/8756 Karar Tarihi: 16.04.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/21729 Esas 2019/8756 Karar Sayılı İlamı
22. Hukuk Dairesi 2017/21729 E. , 2019/8756 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde alt işveren işçisi olarak park ve bahçe işlerinde 24.09.2004-24.6.2012 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdini emekliliğe hak kazanması nedeniyle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, zamanaşımı def"i ve husumet itirazında bulunarak davanının reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Temyiz Başvurusu: Karar, yasal süresi içinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir. Somut olayda; davacı dava dilekçesinde, 7 yılı aşkın çalışma süresi boyunca yıllık ücretli izin kullanmadığını belirterek yıllık izin ücreti alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacının hizmet süresine göre 110 gün yıllık ücretli izin hakkı bulunduğu ve davalı tarafça yıllık izin kullandırıldığının ispat edilemediği gerekçesiyle yıllık ücretli izin alacağına hükmedilmiş ise de dosya içerisindeki puantaj kayıtlarında 2007/11 ay, 2009/7. ay, 2011/11,12. aylarında yıllık izin kullanımları olduğu bu kayıtların değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacının tüm çalışma döneminde yıllık izin kullanmaksızın çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususu dikkate alınarak, mahkemece; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesine göre hakimin davayı aydınlatma yükümü gereği davacı asilden, belirtilen puantaj kayıtlarındaki tarihlerde ve diğer yıllarda yıllık izinlerini kullanıp kullanmadığı, kaç gün yıllık izin kullandığı, kaç gün kullanmadığı sorularak netleştirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 16.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.