Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/9-1484
Karar No: 2013/353

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/9-1484 Esas 2013/353 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, terör örgütüne yardım suçundan tutuklandıktan sonra beraat etmiştir. Ancak beraat kararı kendisine tebliğ edilmediği için davacı vekili tarafından tazminat talebiyle dava açılmıştır. Davalı Maliye Hazinesinden 10.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminat istenmiştir. Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 1.493,22 TL maddi, 8.400 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Davalı Hazine vekilinin temyizi sonrasında Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından dosyaya Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07.03.2000 tarihli kararı da göz önünde bulundurularak, davacının beraat kararının kesinleştiğinden haberdar olmadığı gerekçesiyle davanın süre yönünden reddi yerine kabul edilmesi gerektiği kararı verilmiştir. Yerel mahkeme, beraat kararının davacıya tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın süresinde açıldığına karar vermiştir. Kararda, tazminat talebine yönelik davanın, 466 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca üç ay içinde açılması gerektiği belirtilmiştir. Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasında, \"1 nci m
Ceza Genel Kurulu         2012/9-1484 E.  ,  2013/353 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname : 2011/15489 
    Yargıtay Dairesi : 9. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : HAKKARİ Ağır Ceza
    Günü  : 06.09.2010 
    Sayısı  : 117-273

    Davacının haksız tutuklanma sonucu uğramış olduğu zararlar nedeniyle 10.000 Lira maddi ve 15.000 Lira manevi tazminatın kanuni faizi ile birlikte davalı Maliye Hazinesinden tahsiline yönelik talebinin kısmen kabulü ile, 1.493,22 Lira maddi, 8.400 Lira manevi tazminatın 20.03.2001 tarihten itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ilişkin, Hakkari Ağır Ceza Mahkemesince verilen 31.05.2007 gün ve 53-184 sayılı hükmün davalı hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 19.01.2010 gün ve 12796-352 sayı ile;
    “Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.03.2000 gün ve 44-48 sayılı kararı da gözetilerek; tazminat istemine ilişkin davanın, beraat kararının verildiği tarihten uzunca bir süre geçtikten sonra açıldığı; davacının bu süre içinde hakkındaki hükmün kesinleştiğini bilmediğinden söz edilmesinin hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı, bu durumda davanın 466 sayılı Kanunun 2. maddesinde öngörülen süre içinde açıldığının kabulünün mümkün olamayacağı gözetilmeden davanın süre yönünden reddi yerine kabulüne karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 06.09.2010 gün ve 117-273  sayı ile;
    “...1412 sayılı CMUK"nun 326/2. maddesi uyarınca; Yargıtay CGK"nun 23.03.2010 tarih ve 2009/256 esas, 2010/57 sayılı kararında açıklandığı üzere 466 sayılı Kanunun 2/1. maddesinde kesinleşen kararın ilgilisine tebliğinden itibaren 3 aylık süre içerisinde tazminat davasının açılması gerektiğinin öngörüldüğü, başkaca bir sürenin düzenlenmediği, bu itibarla dava açma süresinin kesinleşen beraat kararın bizzat ilgilisine tebliği tarihinden başlayacağı,  kesinleşmiş beraat kararının davacıya tebliğ edilmemiş olması nedeniyle 466 sayılı kanunun 2/1. maddesi uyarınca 3 aylık yasal süresinde açıldığının kabulü gerektiği” gerekçesiyle direnerek, ilk hükümdeki gibi karar vermiştir.
    Bu hükmün de davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.05.2012 gün ve 15489 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay  12. Ceza Dairesine, Özel Dairece de 05.11.2012 gün ve 26572-22976 sayı ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
     CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; 466 sayılı Kanuna göre tazminat istemine ilişkin davanın kanuni süresinde açılıp açılmadığının belirlenmesine ilişkindir.
     İncelenen dosya içeriğinden;
    Davacının terör örgütüne yardım suçundan 01.04.2000 tarihinde tutuklandığı, Van 1 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesince 01.03.2001 tarihinde tahliyesine ve beraatına karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 09.03.2001 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen beraat kararı davacıya tebliğ edilmediği gibi davacı tarafından dava tarihinden önce öğrenildiğine ilişkin bilgi ve belgenin dosya içerisinde bulunmadığı, incelemeye konu davanın 17.01.2007 tarihinde açıldığı  anlaşılmaktadır.
      1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı CMK’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi ile 07.05.1964 gün ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı Kanunun Yedinci Bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ilâ 144. maddelerinde, tazminat talep etme şartları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiş ise de, 5320 sayılı Kanunun 6. maddesindeki;
    “(1) Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ilâ 144 üncü maddeleri hükümleri, 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanır.
    (2) Bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” hükmü uyarınca, 466 sayılı Kanun hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden önce gerçekleşen işlemler yönünden varlığını sürdürmelerine imkan sağlandığından, uyuşmazlık konusunun 466 sayılı Kanun hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.
    15.05.1964 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 466 sayılı Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasında, “1 nci maddede yazılı sebeplerle zarara uğrayanlar, kendilerine zarar veren işlemlerin yapılmasına esas olan iddialar sebebiyle haklarında açılan davalar sonunda verilen kararların kesinleştiği veya bu iddiaların mercilerince karara bağlandığı tarihten itibaren üç ay içinde, ikametgahlarının bulunduğu mahal ağır ceza mahkemesine bir dilekçeyle başvurarak uğradıkları her türlü zararın tazminini isteyebilirler” hükmüne yer verilmiştir.
    Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kimselere tazminat verilmesine ilişkin esasların ayrıntısına yer verilen Ceza Genel Kurulunun  23.03.2010 gün ve 256-57 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın gerek yokluğundan gerekse yüzüne karşı hükmolunan beraat kararının kesinleşme şerhi ile birlikte ilgiliye tebliği zorunlu olup, 466 sayılı Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen üç aylık dava açma süresi, 21.04.1975 gün ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, davacı hakkında açılan ve beraatle sonuçlanan ceza davasının kesinleştiğinin tebliği veya bu kesinleşmenin öğrenilmesinden itibaren başlamaktadır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Sanığa tefhim edilip temyiz edilmeksizin kesinleşen beraat kararı sanık veya müdafiine tebliğ edilmemiş ve uyuşmazlık konusu dava, davacı vekili tarafından 17.01.2007 tarihinde açılmış olup, davacı ya da vekilinin beraat kararının kesinleştiğini dava tarihinden önce öğrendiklerine ilişkin, dosya içerisinde herhangi bir bilgi ya da belge bulunmadığından, tazminat talebine ilişkin davanın 466 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilen 3 aylık kanuni süre içerisinde açıldığının kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, davanın süresinde açıldığına ilişkin yerel mahkeme direnme gerekçesi isabetli olup, hükmün esasının incelenmesi için dosyanın, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesi uyarınca Dairelerin İş Bölümüne ilişkin olmak üzere Yargıtay Büyük Genel Kurulunca alınan 2011/1 ve  2012/1 sayılı  kararlara göre, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarına bakmakla görevli Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir. 
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Hakkari Ağır Ceza Mahkemesinin 06.09.2010 gün ve 117-273 sayılı kararındaki  direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
    2- Dosyanın, hükmün esasının incelenmesi için Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.07.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

                      

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi