Esas No: 2014/70
Karar No: 2014/64
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2014/70 Esas 2014/64 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2014/70 E. , 2014/64 K.- DEMIRYOLU HATTINDA YAYALARIN GEÇIŞI IÇIN GEREKLI KORUMA ÖNLEMLERININ ALINMADIĞI NEDENIYLE DOĞDUĞU ILERI SÜRÜLEN ZARARIN IDARECE TAZMINI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN, İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacılar : 1- H.T., 2- A.T. Vekili : Av. H.T. Davalılar : 1- Manisa Belediye Başkanlığı Vekili : Av. A.A. 2- TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Vekili : Av. E.Y. O L A Y : Davacılar vekili, dava dilekçesinde, müvekkillerinin oğlu M.T.’ya Manisa İli, Merkez İlçesi Barbaros mahallesinde bulunan tren yolu geçidinden yaya olarak geçerken davalılardan TCDD’ye ait 17.50 sefer sayılı KARASİ ekspresi adlı trenin çarptığını ve M.T.’nın olay yerinde vefat ettiğini; Manisa Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/446 numaralı soruşturma dosyasında kovuşturma açıldığını ve tren makinistinin kusuru olmadığı gerekçesi ile 2012/5664 sayılı karar ile “Kovuşturmaya yer olmadığına” karar verildiğini, kazanın meydana geldiği tren yolu geçidinde davalıların tedbir alma yükümlülükleri ve sorumlulukları bulunduğunu, davalıların bu sorumluluklarını yerine getirmediklerini, hiçbir önlem ve tedbir almadıklarını bu nedenle kusurlu olduklarını, olayın meydana geldiği yerin öncesinde ve sonrasındaki demir yolu boyunca her iki tarafta da yaklaşık bir metre yüksekliğinde beton duvar ve üzerinde de yine bir metre yüksekliğinde tel örgüler bulunduğunu, ancak kazanın olduğu yerde iki metrelik bu beton duvar ve tel örgü engelinin her iki taraftan da 10-15 metrekadar hiç yapılmadığını ve buradan geçiş verildiğini ileri sürerek, davalıların sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle oluşmasına sebep olduğu M.T.’nın vefatı nedeniyle H.T.için 15.000.TL, A.T.için 15.000.TL olmak üzere 30.000.TL maddi ve H.T.için 30.000.TL,A.T.için 30.000.TL olmak üzere 60.000.TL manevi tazminatın, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutulmasına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. Davalı idareler vekillerince birinci savunma dilekçelerinde, kazanın meydana geldiği yerin hemzemin geçit olmadığı, demiryolu gabarisi dahilinde ana hat üzerinde olduğu, dolayısıyla açılan işbu davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği ileri sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur. MANİSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 9.7.2013 gün ve E:2012/515 sayı ile, davalıların yargı yoluna ilişkin itirazlarının reddine karar vermiştir. TCDD vekilinin, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolunda süresi içerisinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Danıştay Başsavcılığı"na gönderilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI: Anayasanın 125. Maddesinin son fıkrasında "İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür." kuralına yer verildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. Maddesinin 1. Fıkrasının (b) bendinde İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının "idari dava türleri" arasında sayıldığı, Öte yandan, 2918 sayılı Yasanın 11.1.2011 tarihli ve 6099 sayılı Yasanın 14. maddesi ile değişik "Görevli ve Yetkili Mahkeme" başlıklı 110. maddesinde "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." kuralının yer aldığı, anılan yasa hükmünde, “bu kanundan doğan sorumluluk davaları" ifadesiyle 2918 sayılı Yasada yer alan hukuki sorumluluğa ilişkin kuralların uygulanacağı davalarla sınırlı biçimde görevli yargı yerinin belirlendiğinin vurgulandığı, dolayısıyla, görevli yargı yeri belirlenirken, söz konusu Yasa"da motorlu taşıt araçlarının verdiği zararlarla sınırlı biçimde düzenlenen sorumluluk kurallarının, dava konusu uyuşmazlığa uygulanıp uygulanmayacağının saptanmasının gerektiği, uyuşmazlık konusu olayda davacı tarafından; davalı İdarenin bakım ve sorumluluğunda olan tren yolunda idarelerin tedbir alma yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle zararın meydana geldiğinin ileri sürüldüğü, bu haliyle bakılan uyuşmazlığın özel hukuktaki araç işletenin hukuki/sorumluluğundan değil, idarece görevlerin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanmakta olup, buna göre davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu nedeniyle, 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, karar vermiştir.İNCELEME VE GEREKÇE:Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri Baydar, Ali Çolak, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT‘nun katılımlarıyla yapılan 27.01.2014 günlü toplantısında:l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27.maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı TCDD Genel Müdürlüğü vekilinin anılan Yasanın 10/2.maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1.maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı"nca, davalı TCDD Genel Müdürlüğü açısından, 10.maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, seyir halindeki trenin çarpması sonucu hayatını kaybeden Mehmet Topkara’nın vefatı sebebiyle uğranıldığı iddia olunan maddi ve manevi zararın faizi ile birlikte davalı idareden tazmini istemiyle açılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1.maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir. Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir. Dosyada bulunan Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu’nun 27.8.2012 gün ve Trafik İhtisas Dairesi No:….1719 sayılı yazısında “10.1.2012 günü saat 19.20 sıralarında Manisa, Barbaros Mahallesi, Dereboyu geçidi mevkiinde makinist Erdal ÇELİK yönetiminde İzmir istikametinden Ankara yönüne seyretmekte olan 31315 sayılı Karasi Ekspresi 1993 doğumlu yaya M.T.’ya çarparak ölümüne neden olmuştur. I-Elde edilen bilgilerden kaza mahallinin demiryolu niteliğinde olduğu, trafik ışık sisteminin bulunmadığı,35 metregeride hemzemin geçidin bulunduğu görüşün yeterince açık olduğu, bölgenin yerleşim yeri olduğu, yaya kaldırımının ve banketin bulunmadığı her iki yanda istinat duvarlarının mevcut olduğu, istinat duvarlarının beton, üzeri tel örgü ve2 metreyükseklikte olduğu, kaza sırasında vaktin gece olduğu anlaşılmıştır. Il-Olayla ilgili olarak olay yeri inceleme raporu formu ve olay yeri basit krokisi düzenlenmiştir. Bilirkişi İsmail Dinç tarafından düzenlenen raporda kazanın meydana geldiği noktanın Horozköy Caddesi üzerinde bulunan Bozkaplanlar Ticaretin yan kısmındaki boş alandan 4401 sokak’a bağlanan kısımdaki tren rayları üzeri olduğu, normalde yaklaşık2 metreyüksekliğindeki beton üzeri metal korkuluklarla iki taraflı olarak boydan boya kapalı olan raylar bu noktada 10 metrelik ara verilmiş olduğunu, en yakın bariyerli geçişin yaklaşık380 metremesafede olması nedeni ile yayaların zaman zaman bu noktayı kullanmakta olduklarını, bu noktanın yaya geçişi için düzenlenmediği yaya geçişi için uygun olmadığı, ancak burayı kullanmak zorunda kalan yayaların azami dikkatli olmaları gerektiği belirtilerek maktul Mehmet TOPKARA"nın 2918 sayılı Kanunun 47/1-d ve TCK 179 ve 180 maddelerine aykırı davranarak tamamen kusurlu olduğu, makinist Erdal ÇELİK’in ise alabileceği bir önlem olmadığından kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu durumda dava konusu olayın, trene biniş, iniş veya trenle yolculuk sırasında ya da hemzemin geçitte meydana gelmediği açıktır. Dolayısıyla taraflar arasında yolcu taşıma sözleşmesinin veya 2918 sayılı Yasanın uygulanmasını gerektiren bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilmesi de mümkün olmayacaktır. Diğer yandan, 8.10.1984 tarih ve 18559 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan,Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü (T.C.D.D.) Ana Statüsü"nün "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1 "inci maddesi, "Bu Ana Statünün amacı; 8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak söz konusu Kanun Hükmünde Kararname çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları işletmesi Genel Müdürlüğü adı altında teşkil olunan Kamu İktisadi Kuruluşunun hukuki bünye, amaç ve faaliyet konuları, organları ve teşkilat yapısı, müessese, bağlı ortaklık ve iştirakleri ile bunlar arasındaki ilişkileri ve ilgili diğer hususları düzenlemektir..." hükmünü taşımakta; "Hukuki Bünye" başlıklı 3"üncü maddesinde, bu Ana Statü ile teşkil olunan T.C.D.D. işletmesinin, sermayesinin tamamı Devlete ait, tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir "Kamu iktisadi Kuruluşu" olduğuna ve 233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile bu Ana Statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi bulunduğuna işaret edilmekte; 4"üncü maddesinde de, sayılan kuruluş amaç ve faaliyet konularının tamamına yakınının "tekel" kapsamında işler olduğu belirtilmekte; kuruluşu, yönetimi ve denetimi konularında 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine paralel düzenlemelere yer verilmekte olup; buna göre, T.C.D.D. İşletmesinin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, tüzel kişiliğe sahip bir kamu kurumu olduğu tartışmasızdır. 233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Ana Statü ile özerk bir tarzda ve ekonomik gereklere uygun olarak kârlılık ve verimlilik ilkeleri doğrultusunda yönetilmesi amacıyla, işletmenin iktisadi faaliyetleri bakımından özel hukuk hükümlerine tabi kılınmış olması, onun kamu hizmeti yürütmesine ve kamu kurumu niteliğine engel teşkil etmemektedir. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların; Anayasa"nın 125"inci maddesinin son fıkrasında yer alan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kuralı ile 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2"nci maddesinin 1 "inci fıkrasının (b) bendindeki, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davalarına idari yargı yerlerinde bakılacağı yolundaki düzenleme uyarınca, İdari Yargı"nın görevinde bulunmaktadır. Bu bakımdan; dosyadaki uyuşmazlığın çözümünün, T.C.D.D. İşletmesinin görevinde olan kamu hizmetini yürütmek amacıyla kurmuş olduğu demiryolu hattı boyunca aldığı önlemler yönünden kusurunun ya da idarenin sorumluluğunu gerektirecek başka bir nedenin bulunup bulunmadığının belirlenmesine bağlı bulunduğu; bu belirleme ise, yukarıda açıklanan Anayasa ve yasa hükümleri çerçevesinde idari yargı yerlerince yapılabilecek nitelikte olduğundan; davanın görüm ve çözümü İdari Yargı"nın görev alanına girmektedir. Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile davalılardan TCDD Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararın kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın görüm ve çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalılardan TCDD Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ, Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 9.7.2013 gün ve E:2012/515 sayılı REDDİNE İLİŞKİN KARARININ KALDIRILMASINA, 27.01.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.