
Esas No: 2018/4174
Karar No: 2019/3057
Karar Tarihi: 03.04.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/4174 Esas 2019/3057 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ıslahen terditli olarak tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 20.03.2018 gün ve 2017/6181 Esas, 2018/2105 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 25.04.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili ... ile davalıların murisi 17.10.2007 tarihinde vefat eden ... arasında 21.08.1995 tarihli 34915 yevmiye nolu düzenleme biçiminde taahhütname satış vaadi şeklindeki senet ile "4913 saylı parselde 2. katta 30 /280 arsa payına tekabül eden 4 numaralı daireyi 50 milyon TL bedel ile" satın aldığını, taşınmazın bedelinin ödendiğini ve zilyetliğinin teslim alındığını, buna rağmen tapuda devir yapılmadığından, taşınmazın tapusunun iptali ile yargılama sırasında vefat eden ... mirasçıları davacılar adına tescilini istemiştir.
Davacının 18.05.2014 tarihinde vefat etmesi üzerine mirasçıların vekili 08.04.2015 tarihli dilekçesi ile tapu iptali ve tescil talebi yanında terditli olarak taşınmazın keşifte belirlenen 200.000,00TL değerinin dava tarihinden faizi ile tahsili istenmiştir.
Davalı ... mirasçıları vekili, davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddini; ayrıca dayanılan senedin tek taraflı olması nedeniyle sözleşme niteliğinde bulunmadığından geçersiz olduğunu ayrıca senet içeriğinde bedelin ödendiğine veya bir bedel kararlaştırıldığına dair açıklama bulunmadığını, ödemenin yazılı belgeyle ispatının gerektiğini, öte yandan, davacılar murisi tarafından davalı murisine verilen 20.08.1995 tarihli ve 08.09.1995 vade tarihli 150 milyon TL miktarlı bononun hala davalılar elinde bulunduğunu, bu duruma göre satış bedelinin ödendiğinin ispat edilmediğini, ayrıca ıslah talebine göre sadece geçersiz olan sözleşmede yazılı olan bedelin güncellenmiş miktarı olan 4.677TL"yi talep edebileceğini, taahhüdün geçerli olmadığını, alıcının imzasının bulunmadığını, tek taraflı taahhüdün geçerli olmayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın satış vaadine dayalı tapu iptali tescil istemiyle açıldıktan sonra ıslah edilerek, olmadığı takdirde güncellenmiş bedeli olan 200.000,00TL üzerinden ıslah harcı yatırılarak taşınmazın değerinin faiziyle tahsilinin istendiği; Mülga Kanunu Medeninin 650 ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713. maddesinde yer alan, tapu malikinin ölümünden itibaren malik sıfatı ile 20 yıl zilyetlik koşullarının dava konusu olayda gerçekleşmediği, 20 yıllık sürenin dava açıldığı tarihte dolmadığı; Ayrıca bu madde de yer alan "ölmüş ya da" ibaresinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği tek taraflı bir taahhüt şeklinde düzenlenen, alıcının ve satıcının imzasını taşımayan senedin düzenleme biçiminde yapılmış bir gayrimenkul satış vaadi noter senedi niteliğinde olmadığı ve satış vaadinin usulüne uygun olmadığı, davacının taşınmazı teslim aldığı 1995 yılından beri kullanmakta olduğu geçersiz sözleşme halinde, herkesin aldığını iade etmekle yükümlü olduğu davacının ödediği meblağın güncellenmesi gerektiği belirterek mahallinde yapılan keşif sonunda taşınmazın dava tarihindeki güncel değeri tespit edilmiştir.
Davacının taşınmazın tescilini isteme koşulları bulunmadığından tapu iptali tescil talebinin REDDİNE, taşınmazı teslim alıp malik gibi 1995 tarihinden beri, davalılar tarafından aleyhine herhangi bir dava açılmaksızın nizasız ve fasılasız kullanmış olması nedeniyle, taşınmazın dava tarihindeki değeri olan 200.000 TL"nin, mirasçılık belgesindeki payları oranında dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz etmiş, Dairemizce;1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasındaki davanın konusunun satış vaadi taahhüdü niteliğindeki sözleşmeye dayalı taşınmazın devrini içeren tapu iptali ve tescil talebidir. Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetinin naklinin hüküm ve sonuç doğurabilmesi için sözleşmenin TMK’nın 706., BK’nın 213. (TBK"nın 237. md.), 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddeleri ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 89. maddesi uyarınca resmi biçim koşuluna uyularak yapılması zorunludur. Tapulu taşınmazın satışını amaçlayan dava konusu 21.08.1995 tarih, 34915 yevmiye nolu "Düzenleme Taahhütname" başlıklı noter senedinde "...4913 parsel sayısında kayıtlı bulunan taşınmazda zemin hariç ikinci katta 30/200 arsa payına tekabül eden 4 numaralı 50.000.000 - Elli milyon TL kıymetindeki daireyi 23.03.1995 tarihinde daire sahibi ... diğer bağımsız bölümlerde hisselerde herhangi bir hak talebinde bulunmamak şartıyla teslim edeceğimi ve bundan böyle bu dairede ve arsa payında herhangi bir hak talebinde bulunmayacağımı beyan ve kabul ederim..." ifadelerine yer verildiği, taahhüt eden kişinin ... olduğu, ancak sözleşmenin resmî şekil şartına uygun olmadığı ve mülkiyetin devri sonucunu doğurmayacağı, kaldı ki, dayanılan sözleşmenin mülkiyetin devrini içermediği, taşınmazın kullanılmasına izin veren bir taahhütten ibaret olduğu anlaşıldığından, davacılar geçersiz sözleşmeye dayanarak taşınmazın rayiç bedelinin tahsilini isteyemezler. Ancak, ödediklerini ispatlayacakları bedelin güncellenmiş değerini talep edebilirler.
Mahkemece, hükmün gerekçesinde gücellenmiş değerin ödenmesi gerektiğinin vurgulamasına karşın hüküm sonucunda taşınmazın rayiç bedelinin ödenmesine karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir."" şeklindeki gerekçe ile bozulmuştur.
Bozma ilamına karşı davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Somut olayda; 21.08.1995 tarih, 34915 yevmiye nolu "Düzenleme Taahhütname" başlıklı noter senedinde "...4913 parsel sayısında kayıtlı bulunan taşınmazda zemin hariç ikinci katta 30/200 arsa payına tekabül eden 4 numaralı 50.000.000 - Elli milyon TL kıymetindeki daireyi 23.03.1995 tarihinde daire sahibi ... diğer bağımsız bölümlerde hisselerde herhangi bir hak talebinde bulunmamak şartıyla teslim edeceğimi ve bundan böyle bu dairede ve arsa payında herhangi bir hak talebinde bulunmayacağımı beyan ve kabul ederim..." şeklinde ifadelerin bulunduğu belgenin davalılar murisince imzalandığı ve bu belge resmi şekilde düzenlendiğinden tapu iptali ve tescile karar verilemese de taşınmazın zilyetliğinin 1995 yılından beri ve halen de davacılarda bulunması nedeniyle karşılıklı edimlerin yerine getirildiği anlaşıldığından taşınmazın rayiç değerinin davalılardan tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
O halde; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekirken bu husus dikkate alınmadan kararın bozulduğu anlaşıldığından davacıların karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 20.03.2018 tarihli, 2017/6181 Esas, 2018/2105 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, dosyada yeniden yapılan inceleme sonucunda; yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan tarafların yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 20.03.2018 tarihli, 2017/6181 Esas, 2018/2105 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, yeniden yapılan temyiz incelemesi sonucunda tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 03.04.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dairemizin 20.03.2018 tarihli ilamda yazılı bozma kararı gerekçesinde sebat etmekteyim. Karar düzeltme talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına dair oluşan sayın çoğunluğa katılmıyorum.