16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/16912 Karar No: 2020/3128 Karar Tarihi: 17.09.2020
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/16912 Esas 2020/3128 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, kendisine ait bir taşınmazın bir bölümünün davalıya ait bir taşınmazda bırakıldığını iddia ederek tapu iptali ve adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davanın kabulüne ve taşınmazların birleştirilerek davacı adına kayıtlı tapuya tesciline karar vermiştir. Ancak yapılan keşifte taşınmaz bölümünün boş olduğu ve üzerinde ekonomik amacına uygun olarak sürdürülen zilyetliğin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri olarak; Medeni Kanun'un 726. maddesi ve Kadastro Kanununun 13. maddesi kararda yer almaktadır.
16. Hukuk Dairesi 2016/16912 E. , 2020/3128 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 146 ve 147 parsel sayılı 490,43 ve 132,08 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla davacı ... ve davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kadastro sırasında kendisine ait 102 ada 146 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün davalıya ait 102 ada 147 parsel sayılı taşınmazda bırakıldığı iddiasıyla tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 102 ada 147 parsel sayılı taşınmazın 16.05.2016 havale tarihli bilirkişi raporuna ek krokide (A) harfi ile gösterilen kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıtlı 102 ada 146 parsel sayılı taşınmaza birleştirilerek tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, zeminde balıksırtı olacak şekilde iki taşınmazı ayıran taşın sınır olarak taraflarca daha önce kabul gördüğü ve sınırın buna göre oluşturduğu kabul edilerek, davanın kabulüne ilişkin yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, verilen karar dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanıklarca, taraflara ait taşınmaz sınırları birbirinden farklı gösterilmekle birlikte, yerel bilirkişi ve taraf tanık beyanları bir arada değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmaz bölümünün boş olduğu ve üzerinde ekonomik amacına uygun olarak sürdürülen zilyetliğin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.