9. Hukuk Dairesi 2013/1741 E. , 2013/6893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ihbar tazminatı alacağı ile cezai şart alacağının ödetilmesine, davalı ve karşı davacı ise, ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, asıl davayı reddetmiş, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı ve karşı davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı ... vekili, davalının, üniversiteye ait hastanede sağlık memuru olarak her yıl yenilenen belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştığını ve istifa ederek ayrıldığını, iş sözleşmesinin 7. maddesinde her iki tarafın da sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi durumunda ücretin 4 katı tutarında cezai şartın kararlaştırıldığını, davalının istifa ederek ayrılması nedeniyle son aya ait ücretinin mahsubu ile cezai şartın hüküm altına alınmasını, eğer sözleşme belirsiz süreli kabul edilecek ise ihbar tazminatının hüküm altına alınmasını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacı işverenin baskıları sonucunda istifa etmek zorunda kaldığını belirterek asıl davanın reddini, ödenmeyen son ay ücreti, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, her iki davanın birleştirilmesine, asıl dava yönünden; sözleşme belirli süreli olduğundan cezai şart talebinin kabulüne, ücret alacağının cezai şart alacağından mahsubuna, birleşen dava yönünden ise; genel tatil ücreti talebinin kabulüne, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
Hükmün temyizi üzerine, Dairemizce, davalının iş sözleşmesinin belirsiz süreli olup cezai şart istenemeyeceği gerekçesi ile karar bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş, kısa kararda “davanın reddine” şeklinde hüküm oluşturulmuş, gerekçeli kararda ise “davacı üniversitenin davasının reddine, davalı tarafın karşı davasının bozma kapsamı dışında kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
D) Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
İçermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, bozma sonrası mahkemece verilen kısa kararda “davanın reddine” şeklinde, gerekçeli kararda ise “davacı üniversitenin davasının reddine, davalı tarafın karşı davasının bozma kapsamı dışında kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 22.02.2012 tarih, 2012/13-747 Esas, 2012/84 Karar sayılı ilamında ve Dairemizin emsal kararlarında belirtildiği gibi, Yargıtay"ca bozulan karar, sonraki kararın eki niteliğinde değildir. Bozma ile birlikte önceki hüküm ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitirir. Mahekemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamaz. Bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararlar 6100 sayılı HMK.297"ye uygun olmalıdır.
Mahkemece yukarıdaki yasal düzenlemeler ve ilkeler dikkate alınmaksızın, bozmadan sonra tefhim edilen hüküm sonucunda “davanın reddine” şeklinde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise “davacı üniversitenin davasının reddine, davalı tarafın karşı davasının bozma kapsamı dışında kesinleştiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm oluşturulması ve yine davacının terditli olarak istediği ihbar tazminatı talebi ile davalının karşı davasında istediği talepleriyle ilgili usulüne uygun olarak ayrıntılı şekilde hüküm kurulmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 26.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.