23. Hukuk Dairesi 2016/4658 E. , 2019/3813 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davalılar vekillerince duruşmalı, davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... vekili avukat ..., davalı ... vekili avukat ... ile davacı ... vekili avukat ... duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı, davalıların ... 2. Noterliğinin 19.01.2012 tarih ve 03418 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile ... ilçesi ... Köyü 446, 448, 151, 80 ve 69 numaralı parsellerde kayıtlı taşınmazlardaki hisselerini satmayı vaad ettiklerini, davalılara bu sözleşme gereğince 300.000,00 TL ödeme yaptığını, talep edilmesine rağmen taşınmazların tapuda devredilmediğini ve taşınmazların devrinin yapılması için vekalet verilen kişilerin azledildiklerini ve davalıların sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmediklerini ileri sürerek sözleşme kapsamında devri vaad edilen taşınmazların değerinin tespiti ile şimdilik ödenen 300.000,00 TL"nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., dava dışı bir kişiyi tek parselde bulunan hissesini devir etmesi için vekil tayin ettiğini, dava dışı bu kişiyi anımsamadığını, bu kişinin vekaletle başkasını tevkil ettiğini, bu vekalete dayanarak bilgisi dışında sözleşme yapıldığını, kendisine para ödenmediğini, sözleşmede muayyen bir gün tespit olunmadığını ve davacının davalıları davadan önce temerrüte düşürmediği için dava açmakta hukuki yararının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., taşınmazlardaki hisselerinin satışı için vekaletname verdiğini, sözleşme yaptığını, bilgisi olmadan başka sözleşmeler yapılarak dolandırıldığını ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2013/31589 E., 2014/11869 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalıların sözleşmenin geçerli olarak yapılmasından sonra işlem yapan vekil de dahil olmak üzere vekillikten azletmiş olması sözleşmeyi hukuken geçersiz hale getirmeyeceği, vekilin azli vekille vekil eden arasında bir hukuki ilişki olup, azlin davacıyı bağlayıcı nitelik taşımadığı, sözleşmenin hukuken geçerli olduğunun kabul edildiği, sözleşme kapsamında 300.000,00 TL bedelin ödenmiş olduğu, davacı vekilinin 69, 446, 151 ve 448 parseller yönünden ..."nın öncelikle davacı adına tescil bunun mümkün olmaması halinde dava tarihi itibariyle bilirkişi raporlarında belirlenen değer üzerinden taleplerinin karara bağlanması için davayı ıslah ettikleri, ancak 446 parselin için davanın tefrikini talep ettikleri, 69 parselin kısa koruma alanı içinde kaldığı, bu nedenle sözleşme kapsamında ifanın mümkün bulunduğu, 80 parsel yönünden ise kısa koruma alanında kalmakla birlikte davalıların murislerinin hisselerinin bulunmadığı ve bu nedenle ıslah dilekçesinde yer almadığı gerekçeleriyle 151 parsel göl altında kaldığından, ... yönünden 73.125,00 TL, ... yönünden 219.375,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 448 parsel yönünden göl altında kaldığından,... yönünden 30.000,00 TL, ... yönünden 90.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine, 69 parsel yönünden, davalı ..."nın 1/32, ..."in 3/32 hissesinin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1)Dava, davalıların vekilleri vasıtasıyla yapılan gayrimenkul satış sözleşmelerine konu taşınmazların öncelikle davacı adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde dava tarihi itibariyle tespit edilen değerlerinin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmesine ilişkin olup davacı vekili dava dilekçesinde şimdilik 300.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş olup, 22.12.2015 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesi ile talebini arttırmıştır. Mahkemece hukuki yarar yokluğundan davanın reddine dair verilen ilk karar, yukarıda açıklandığı üzere, Yargıtay 13. Hukuk Dairesince 15.04.2014 tarihinde bozulmuş olup, bozma ilamı sonrası davacı vekili tarafından 22.12.2015 tarihinde ıslah yapılmıştır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1948 tarih 1944/10 E., 1948/3 K. ve 12.05.2016 tarih 2015/4-268 E., 2016/1 K. sayılı kararları uyarınca bozmadan sonra ıslah yapılabilmesi mümkün değildir. Mahkemece, bu husus gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2) Bozma nedenine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün, re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.