Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16323
Karar No: 2020/3124
Karar Tarihi: 17.09.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/16323 Esas 2020/3124 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescilini istemiştir. Mahkemece dava reddedilmiş, davacı temyiz etmiştir. Yargıtay, mahkemenin eksik inceleme ile hüküm verdiğini belirterek, davacının, Belediye Başkanlığı'nı dava konusuna dahil etmesi ve tescil harici yerler için gerekli ilanların yapılması gerektiğini belirtmiş ve tüm delillerin birleştirilerek yeniden karar verilmesini istemiştir.
Kanun Maddeleri: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1, 713/3, 713/4-5 maddeleri ve Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri.
16. Hukuk Dairesi         2016/16323 E.  ,  2020/3124 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Davacı ..., ... İli ... İlçesi ... Köyü (yeni ... Mahallesi) çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, dava konusu tescil harici taşınmazı 05.09.1985 tarihli senetle ... isimli kişiden satın aldığını, öncesinde bu kişinin, satın aldıktan sonra da kendisinin uzun yıllar zilyet olduğunu belirterek, taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacının dava konusu taşınmazı bir başka şahıstan satın aldığının beyan edildiği, gayrimenkul satışının resmi şekilde yapılması gerektiği ancak davacının dava konusu taşınmazı satın aldığına dair resmi satış sözleşmesi sunmadığı, ayrıca ziraat ve mülk bilirkişi raporunda taşınmazın arsa vasfında olduğu, keşif sırasında üzerinde herhangi bir tarımsal ürün ekili olmadığı, üzerinde halihazırda yapı bulunduğu, dava konusu taşınmazın tarım arazisi vasfında olmadığı şeklindeki değerlendirmelerine göre davanın reddi gerektiği gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Dava, kadastro sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tescili istemine ilişkindir. Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların satışı resmi şekil şartına bağlı olmayıp, mülkiyetin nakli zilyetliğin devri suretiyle gerçekleştiğinden mahkeme gerekçesi yerinde olmadığı gibi, TMK"nın 713/1 ve Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri gereğince yapılan inceleme ve araştırma da hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır.
    Kadastro sırasında tespit harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında 4721 sayılı TMK"nın 713/3. maddesi uyarınca husumetin, yasal hasım konumunda olan Hazine ile ilgili kamu tüzel kişiliği olarak taşınmaz köy sınırları içerisinde ise köy tüzel kişiliğine, belediye sınırları içerisinde ise ilgili Belediye Başkanlığına yöneltilmesi zorunludur. Somut olayda, dava, sadece Hazine hasım gösterilerek açılmış olup, dava konusu taşınmazın bağlı bulunduğu ... Belediye Başkanlığı’nın da ilgili kamu tüzel kişisi olarak davada yer alması gerektiği Mahkemece gözden kaçırılmıştır. Bu nedenle davada taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemez. Oysa ki, taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu koşul yerine getirilmeden davanın esasına girilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca, dava konusu tescil harici yer hakkında 4721 sayılı TMK"nın 713/4-5. maddeleri gereğince gerekli yerel ve gazete ilanlarının yapılması gerekmekte olup, mahkemece bu ilanların da yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, Mahkemece, öncelikle davacıya, ... Belediye Başkanlığı"nı davaya dahil etmesi için süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, sunması halinde delilleri toplanmalı, TMK"nın 713/4-5. maddeleri gereğince yasal ilanlar yapılarak itiraz süresi beklenmeli, dava konusu taşınmazın ne sebeple tescil harici bırakıldığı Kadastro Müdürlüğü’nden sorulmak suretiyle belirlenmeli, komşu taşınmazlar tespit edilerek bunlara ait kadastro tutanakları, tapu kayıtları ve varsa tespitlerine esas dayanak kayıtlar getirtilmeli, dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise imar planının hangi tarihte onaylandığı Belediye Başkanlığından sorulmalı, imar planı kapsamında bulunduğunun anlaşılması halinde, imar planının onaylı bir örneği dosya arasına celp edilmeli, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava konusu taşınmazın dava tarihi olan 2013 yılından ya da taşınmaz imar planı kapsamında ve imar planının onay tarihi dava tarihinden önce ise imar planının onay tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğü"nden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosyaya konulmalı; bundan sonra 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın evveliyatının ne olduğu, evveliyatı itibariyle taşlık, kayalık, çalılık gibi imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, ne zamandan beri, kim tarafından ve ne şekilde zilyet edildiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi yaptırılmalı, temin edilebilen en eski ve dava tarihine en yakın tarihli uydu fotoğrafları değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığının imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise imar ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmazların kadastro paftasındaki konumları bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle uydu ve hava fotoğraflarına aktarılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesinin ne olduğu, zirai faaliyete konu olup olmadığı, imar-ihyaya hangi tarihte başlandığı ve tamamlandığı, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü hususlarında, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, taşınmazın her yönünden çekilen fotoğraflarının eklendiği ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki düzenlettirilmeli; dava konusu taşınmazın öncesi itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde; bu yerlerin iktisap edilebilmesi için, yoğun emek ve para sarf edilerek tarıma elverişli hale getirildikten sonra imar-ihyanın tamamlandığı tarihten, taşınmazların dava tarihinden önce imar planı kapsamına alınmış olmaları durumunda imar planının onaylandığı tarihe kadar, imar planı kapsamında değillerse dava tarihine kadar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin davacı lehine aralıksız, nizasız geçmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
    Mahkemece, belirtildiği şekilde araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi