Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/937 Esas 2019/3810 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/937
Karar No: 2019/3810
Karar Tarihi: 24.09.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/937 Esas 2019/3810 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Bu dava kooperatif genel kurul kararının iptali davasıdır. Davacılar, ilave hak sahipliği için ödeme yaparak daha büyük daire hakkı kazanmışlardır ancak genel kurul kararı ile bu hakları ihlal edilmiştir. Davalı kooperatif ise, alınan kararın icra edilebilir olmadığını savunmuştur.
Mahkeme, davacıların kazanılmış haklarının olduğunu ve genel kurul kararlarının bu hakları ihlal ettiğini belirlemiştir. Ancak fazla ödeme yapılan konunun fazla m² yerine fazla aidat olduğunu ve dava edilen genel kurul kararının bu amaca yönelik olduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini ve daha önceki kararın bozulduğunu kararlaştırmıştır.
Kanun Maddeleri: Madde 2- Hukuken korunan hakların kazanç elde etme amacı olmadan, sadece haklarının ihlal edilmemesi için korunması gerektiği ilkesi.
23. Hukuk Dairesi         2017/937 E.  ,  2019/3810 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün asıl ve birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davada davalı vekili avukat ... ile davacı asil ..., müdahil ... ve birleşen davada davacı ... ve ... vekili avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Asıl davada davacı, birleşen davada davacılar vekili, 1986 yılında alınan yönetim kurulu kararına göre m² farkının ödenmesi koşuluyla isteyen üyelerin ilave m² hakkı kazanacağını, ilave hak sahipliği için başvuran davacıların, belirlenen ödemeleri yaparak standart dairelere oranla daha büyük daire için kazanılmış hak elde ettiklerini, 20.06.2010 tarihli genel kurulun 7. ve 8. maddelerinde, kazanılmış haklarını ihlâl ederek tüm üyelere eşit yüzölçümlü daire verilmesi yönünde karar alındığını, yüklenici ile yapılan paylaşımın genel kurul kararlarına aykırı olduğunu, bu doğrultuda şerefiye hesaplaması yapılmasının hatalı sonuçlara yol açabileceğini ileri sürerek anılan genel kurulun 7 ve 8 numaralı maddelerinde alınan kararların iptalini talep ve dava etmişlerdir.
    Birleşen davada davacı ..., 27.01.2011 tarihinde davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
    Asıl ve birleşen davada davalı kooperatif vekili, iptali istenen genel kurul kararlarının icrai nitelikte olmadığını, fazla m²"li daire ortaklığına ilişkin genel kurulda karar alınmadığını, dolayısıyla kazanılmış haktan sözedilemeyeceğini, bu konuda karar almanın münhasıran genel kurulun yetkisinde olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif yönetim kurulu tarafından başlatıldığı kanaatine varılan çeşitli m² tipleri uygulaması ve bu uygulamaya ilişkin vaadlere güvenen davacıların fazla ödeme yapmış olması olguları, davacılar lehine kazanılmış hak oluşturduğu, davalı kooperatifin, söz konusu fazla ödemeleri "Kalan arsa borcunun vadesi çok geçmeden ödemek" tarzında nitelemesi, hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı gibi, ödemeleri kabul sonra, konuya ilişkin genel kurul kararlarının bulunmadığını söyleyerek uyandırdığı güvene ters düşen davranışlar sergilemesi de MK"nın 2. kuralı ile bağdaşmayacağı, kazanılmış hakları ihlal eden genel kurul kararlarının yok sayılması gerektiği, dava konusu genel kurulun 8. maddesi ise şerefiye listelerinin hazırlanmasına ve kur’a işlemine ilişkin bulunmakta ve anılan kazanılmış hakları ihlal etmediği gerekçeleriyle asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı asıl ve birleşen dava davalısı vekili temyiz etmiştir.
    Mahkemece davacı ve davacı gibi fazla ödeme yapan üyelerden, fazla aidat alınması nedeni ile kazanılmış hak oluştuğu hususu doğru ise de bu kazanılmış hak davacılarında iddia ettiği gibi fazla m²ye ilişkindir. Kooperatifçe imal edilen daireler arasında fazla m²li daire olmadığı tarafların kabulündedir. Bu durumda fazla m²li daire alması gereken davacı aradaki nefaset farkını talep edebilir. Dava edilen genel kurulda alınan kararda bu amaca yöneliktir. Davacıların kazanılmış hakkını ortadan kaldıracak şekilde alınan bir karar değildir. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edene iadesine, Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl ve birleşen davada davalı yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak asıl ve birleşen davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.