2. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/104 Karar No: 2013/3515
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2013/104 Esas 2013/3515 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2013/104 E. , 2013/3515 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Şebinkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ :28.01.2011 NUMARASI :Esas no:2010/140 Karar no:2011/28
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, Şebinkarahisar ilçesi Altınçerçeve köyünde tapunun 119 ada 1,2,3 parsel 120 ada 26 parsel, 123 ada 9 parsel, 126 ada 6 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında babası H.T. ait taşınmazların kardeşi H. diğer kardeşleri Y. ve B. T.çocukları üzerine tescil edildiği kadastro tespitinin yolsuz olduğundan bahisle, taşınmazların tapu kaydının iptali ve murisi H.T.mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tescili talebiyle Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/3 esas sayılı dosya ile dava açmış, o davada 05.04.2010 tarihli oturumda verilen "terekeye mümessil tayinine" ilişkin ara kararı üzerine işbu davayı ikame etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, davacının mirasçılık hakkıyla ilgili olmayıp doğrudan terekeye ait taşınmaza ilişkindir. Başka bir ifade ile, o davada davacı, kendi miras payı ile ilgili bir talepte bulunmamış, külli halefiyete dayanarak tereke adına talepte bulunmuştur. Bir kısım mirasçılar açılmış olan davaya muvafakat vermediklerine göre, terekenin temsili zorunludur. Bu bakımdan terekeye temsilci atanması (TMK.640/3) gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oyçokluğuyla karar verildi. 14.02.2013 (Per.) KARŞI OY YAZISI Mirasçılar arasında, miras hukukuna dayanılarak açılan davalarda oybirliği aranmaz. Bu husus Türk Medeni Kanunun 702. maddesinde öngörülen “oybirliği” kuralının bir istisnasını oluşturmaktadır. Terekeye dahil bir taşınmazla ilgili üçüncü kişilere karşı açılan davalarda oybirliği aranır. Mirasçılar arasındaki davada terekeye temsilci atanması halinde terekenin tamamını temsil edecek olan temsilci ile davalılar arasında menfaat çatışması olacaktır. Bir kişinin (temsilci) bir davada hem davacıları hemde davalıları temsil etmesi düşünülemez. Bu sebeple temyiz talebinin reddi ile hükmün onanması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.