Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4655
Karar No: 2018/115

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4655 Esas 2018/115 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, bir taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına orman olarak tescil edilmesiyle ilgilidir. Mahkeme, taşınmazın tamamının orman sınırı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında dosya kapsamına göre yapılan işlem sonucunda, taşınmazın öncesi itibarıyla orman niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilerek, yeni bir inceleme yapılması istenmiştir. Bu incelemede eski tarihli resmi belgeler ile komşu taşınmazların durumu da incelenerek, 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalıdır. Toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanun'un ilgili maddelerinin iptal edilmesi dolayısıyla, ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsünün yokedilmesi olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: 3116, 4785, 5658, 3402, 4999, ve 5304.
20. Hukuk Dairesi         2016/4655 E.  ,  2018/115 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı vekili, davalı adına tapuda kayıtlı olan... köyü 109 ada 28 parsel (eski 243 parsel) sayılı 24406 m² yüzölçümündeki taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmış, daha sonra 02/04/2012 tarihli ıslah dilekçesiyle, taşınmazın eylemli orman olan kısımları yönünden orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Orman Yönetimi de, taşınmazın öncesi itibarıyla ve halen orman niteliğinde olduğu iddiasıyla, tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tesciline, tapuda 3. kişiler lehine konulan şerhlerin silinmesine ve elatmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle müdahil olmuştur.
    Mahkemece, taşınmazın tamamının 1948 yılında kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine, davalı ... ve müdahil Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08/04/2014 gün ve 2014/1485 E. - 4248 K. sayılı bozma kararı özetle; "Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 1948 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; uzman bilirkişi raporunda taşınmazın (A) bölümünün eğiminin % 20-25 olduğu, üzerinde tam kapalılıkta 30-40 yaşlarında meşe ağaçları bulunduğu, bu hali ile eylemli orman olduğu açıklanmıştır. Hazine ve Orman Yönetiminin davası da bu nedene dayalıdır. Kural olarak, tahdidin kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir ise de bu sınırlandırmada 4785 sayılı Kanun hükümlerinin nazara alınmış olması halinde sağlıklı çözüme ulaşılır. Zira, 3116 sayılı Kanun sadece Devlet ormanlarını belirlemiş olup, bu kanuna göre, 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu oluşup kesinleşen tahdit haritaları, orman olarak sınırlandırılan alanların bu niteliğini kesinleştirmekle birlikte orman sınırları dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yetersiz kalır. Bu şekildeki taşınmazların orman olup olmadığının 4785 ve 5658 sayılı kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir işleme lüzum olmaksızın devletleştirilmiş, Devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâbi tutulmuştur. Bu nitelikteki taşınmazlar, orman sınırı dışında bırakılmış olsa bile, 4999 sayılı Kanun hükümleri uyarınca orman kadastro komisyonları tarafından her zaman orman sınırı içine alınabileceği gibi orman olarak kullanılmak üzere tahsisi de mümkündür. Ancak, taşınmazın öncesi itibarıyla orman olup olmadığının tesbiti yönünden eski tarihli resmî belgeler ve komşu taşınmazların durumu incelenmemiştir.
    O halde, mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazda bulunan ağaçların sayısı, yaşı, dağılımı, baskın ağaç türü gözönünde bulundurularak öncesi itibarıyla orman sayılan yerlerden olup olmadığı tereddüte yer bırakmayacak şekilde saptanmalı, komşu taşınmazlar hakkında Hazine veya Orman Yönetimi tarafından aynı iddia ile açılmış dava bulunup bulunmadığı, açılmışsa sonuçları araştırılmalı ve kesinleşmiş tapu kayıtları dosyaya getirtilmeli, bundan sonra halen (eylemli) orman olan ve öncesi itibarıyla orman olan bölümler ayrı ayrı tesbit edilerek bu bölümler hakkında Hazine ve Orman Yönetiminin davasının kabulüne karar verilmelidir. Böylesine bir araştırma, inceleme yapılmadan, yalnızca 1948 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları incelenerek hüküm kurulması doğru değildir." şeklindedir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve müdahil Orman Yönetimi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, eylemli orman olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman olarak tescil istemine ilişkindir.
    Yörede 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu, 16.05.1989 tarihinde 6 ay süreyle ilân edilip kesinleşen 2/B madde uygulaması, 1962 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu bulunmaktadır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 16/01/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi