11. Hukuk Dairesi 2018/328 E. , 2019/2593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30/11/2016 tarih ve 2014/506 E. - 2016/728 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 03/11/2017 tarih ve 2017/789-2017/750 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının, davacı şirkette 23/01/2007-23/10/2007 tarihleri arasında icra işleri ile görevli müdürlük yaptığını, şirkete ait otelleri idare ettiğini, davacı şirket adına 3. şahıslarla kira sözleşmeleri ve ticari nitelikte alım-satım sözleşmeleri yaptığını, davalının yetki ve görevi kötüye kullanarak zimmetine para geçirdiğini, Alanya Bera Otel’de bulunan SPA merkezini dava dışı... isimli şahsa kiraya verdiğini, kira sözleşmesini şirket kayıtlarına intikal ettirmediğini, kiracı tarafından kendisine ödenen 93.500 Euro"yu zimmetine geçirdiğini, Konya 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2008/963 sayılı dosyasından yapılan yargılamada davalının mahkümiyetine karar verildiğini, dosyanın Yargıtay incelemesinde olduğunu, davalının ceza mahkemesindeki yargılamada 93.500 Euro"yu tahsil ettiğini ikrar ettiğini ve bu bedeli şirket kasasına intikal ettirdiğini savunduğunu, davalının zimmetinde bulunan 93.500 Euro"nun 10.000 Euro’luk bölümü için Konya 3. İş Mahkemesi"nin 2009/539 sayılı dosyasından dava açıldığını ileri sürerek davalının zimmetinde kalan 83.500 Euro"nun faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, Konya 8. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2008/963 sayılı dava dosyasının işbu dava konusu ile ilgisinin bulunmadığını, söz konusu dosyada hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, ceza dosyasında ikrar bulunmadığını, davalının görev yaptığı otelin müstakil bir muhasebe birimi, müdür yardımcıları ve yönetim kadrosu bulunduğunu, davalının konumu gereği kira parasını kendisinin tahsil etmesinin mümkün olmadığını, davalının görevden ayrılmasından sonra tüm evrakların yeni yönetimin denetim ve kontrolünden geçtiğini, görevin sona erme tarihi dikkate alındığında ilgili döneme ilişkin şirket defter ve kayıtlarının değiştirilebileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu tahsilata ilişkin herhangi bir şirket kaydı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.Ankara Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, 6762 sayılı TTK 342 maddesine göre icracı müdür hakkında açılmış sorumluluk davasıdır. 6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddede; bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanun"un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun"la yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı, bu kararlara ilişkin dosyaların bölge adliye mahkemelerine gönderilemeyeceği düzenlenmiştir. Bu düzenleme nedeniyle bir dosyada 20.07.2016 tarihinden önce HUMK hükümlerine göre temyize tabi nihai bir karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiş ise dosyada kesinleşinceye kadar verilecek tüm kararlar HMK hükümlerine göre istinafa tabi, görevsizlik kararı temyiz sonucu kesinleşmiş ise doğrudan HUMK hükümlerine göre temyize tabidir.
Somut uyuşmazlıkta, kanun yoluna başvurulan ilk derece mahkemesince verilen karar 30.11.2016 tarihli olup kural olarak istinaf kanun yoluna tabi ise de, öncesinde Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.03.2013 gün 2013/116-85 sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karar Dairenin 03.06.2013 gün ve 2013/7700-11490 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Bu haliyle, Bölge Adliye Mahkemesinin göreve başlama tarihinden önce ilk derece mahkemesince niteliği ne olursa olsun nihai bir karar verilmiş olmakla, dosyada esas hakkında verilecek kararlara karşı kesinleşinceye kadar başvurulacak kanun yolu istinaf değil, temyiz kanun yolu olup, Bölge Adliye Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 30.11.2016 tarihli kararı istinaf incelemesine tabi tutarak istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi doğru değildir. Bu nedenle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 03.11.2017 tarih 2017/789 – 750 sayılı kararının kaldırılmasına, davalı vekilinin vermiş olduğu istinaf başvuru dilekçesinin temyiz dilekçesi olduğu kabul edilerek temyiz incelemesinin yapılmasına karar verildi.
2-İlk derece mahkemesi kararının temyiz incelenmesine gelince; davalının, davacı şirkette 23.01.2007-23.10.2007 tarihleri arasında görev yaptığı ve bu dönemde otelin SPA salonunun kiralanması ile ilgili dava dışı kişi ile sözleşme imzaladığı, bu sözleşme ile kiranın 100.000 Euro olarak belirlendiği dosya kapsamı ile sabittir. Ayrıca, davalının kira bedelini tahsil ettiği ve davacı şirkete ödemediği iddiası ile aleyhinde Konya 3. İş Mahkemesi’nin 2009/539 sayılı dosyasından dava açıldığı ve bu davanın derdest olduğu, huzurdaki davanın ise bakiye alacağa ilişkin olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Bu durum karşısında, öncelikle iş mahkemesinde açılıp devam ettiği anlaşılan 10.000 Euro’luk kısım ile ilgili dava sonucunda verilen kararın değerlendirilmesi ve davalının bilirkişi raporuna itiraz dilekçe ekinde ibraz ettiği davacı şirket muhasebecisi olduğu anlaşılan dava dışı Tuğba Günay’a yapılan ödemelere ilişkin tutanakların ve bu tutanaklara ilişkin itirazların da değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak istinaf başvuru dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak kabul edilip temyiz incelemesinin yapılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına BOZULMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 03/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.