8. Hukuk Dairesi 2015/2807 E. , 2017/3873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Borçlu vekili, vekil edeni aleyhine başlatılan çocuk teslimine ilişkin takipte, icra emri ile birlikte dayanak ilam ve takip talebinin tebliğ edilmemesi nedeniyle tebliğin usulsüz olduğunu, ilamda infaz usulüne ilişkin yeterli açıklama bulunmadığından infaz şeklinin Mahkemece belirlenmesi gerektiğini, takip giderlerinden kişisel ilişki kurulmasını isteyen tarafın sorumlu olduğunu ileri sürerek icra emrinin tebliğ tarihinin 30.05.2014 olarak düzeltilmesini, ilamın infaz şeklinin belirlenmesini, icra emrindeki takip giderlerinin borçlu tarafından ödenmesine yönelik ihtar ve hukuki neticelere ilişkin ibarelerin iptal edilmesini istemiştir.
Mahkemece şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre borçlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-) Borçlu vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
İİK"nun 25/b maddesinde düzenlenen, "Çocukların teslimine ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilâmların icrası, icra müdürü ile birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulunması suretiyle yerine getirilir" hükmü, İcra Müdürlüğü"nce ilamın infazı aşamasında dikkate alınacak bir düzenleme olup, şikayete konu icra takip dosyasında henüz ilamın infazına ilişkin bir işlem yapılmadığı görülmektedir.
Takip dayanağı ilamda, "Küçük ile baba arasında her ayın ilk Cumartesi 09.00 ile takip eden Pazar günü 18.00 arasında, her yıl dini bayramların 2. Günü aat 09.00-18.00 arasında ve her yıl 1-15 Temmuz tarihleri arasında görüştürülmeleri suretiyle şahsi münasebet tesisine" karar verildiği, borçlu vekili tarafından, temmuz ayındaki görüşmenin, teslim alınma-teslim edilme saatlerine yani infaz usulüne ilişkin bir açıklama bulunmadığı ileri sürülerek ilamın infaz şeklinin belirlenmesi talep edildiğine göre; Mahkemece, temmuz ayındaki görüşmeye ilişkin olarak ilamın infazına yönelik şikayet değerlendirilerek, oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken, İİK"nun 25/B maddesi dayanak gösterilerek, bilirkişi incelemesi yapılmasının zorunlu olduğu yönündeki belirleme ile bilirkişi ücretinin yatırılmadığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin temyiz itirazları kısmen yerinde görüldüğünden kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, borçlu vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 20.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.