10. Hukuk Dairesi 2021/8625 E. , 2021/15193 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi... Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili; sigortalı ..." ın 05/03/2012 tarihinde davalı iş yerinde çalıştığı sırada yaralanması sebebiyle 8.650,93 TL iş göremezlik ödemesi ve hastane tedavi gideri yaptığını, işçinin maluliyetine yol açan iş kazasının davalı iş yerinde alınması gereken güvenlik tedbirlerinin yerine getirilmemesi, gerekli denetim ve gözetimi yapmaması nedeniyle meydana geldiğini, işçinin çalıştığı ortamın iş güvenliği açısından yetersiz olduğunu, olumsuz çalışma koşullarının kazada etken olduğunu beyanla şimdilik 1.000 TL peşin sermaye değeri ödemesi geçici iş göremezlik ve hastane tedavi gideri ödemelerinin onay ve ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı vekili; davacı yaptığı ödemeyi açıklamasına rağmen davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını, belirsiz alacak davasının usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın kendi kurum müfettişlerince belirlenen kusur durumuna itiraz ettiklerini, kazazede işçinin yaptığı iş ve iş güvenliği konusunda gerekli eğitimleri aldığını, işçinin yaptığı iş konusunda eğitimli ve deneyimli olduğunu, mevzuatın müvekkili işverene yüklediği tüm görevlerin yerine getirildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
1-Davacının davasının kabulü ile,
Davacının davalıdan bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 117.353,40 TL, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacağının 6.972,74 TL gelirin onay, ödeme ve sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı kuruma verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-Tedavi Masrafı olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
B-BAM KARARI
Tarafların istinaf başvurularının HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine,
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusursuz olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davacı Kurum, 05/03/2012 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ve ödemelerinden oluşan kurum zararının tahsilini talep etmiştir.
Davanın yasal dayanağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 21/1 . maddesidir.
5510 sayılı Kanun"un 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir davranışı sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği belirtilmiştir.
Rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığını ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi, 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi, İşçi sağlığı ve iş Güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
Eldeki davada, mahkemece aldırılan kusur raporunda “davalı işverenin kazanın meydana geldiği iş ekipmanının günümüz teknolojik gelişmelerine uygun olarak emniyetli olmaması, hareketli aksamlarının mahfazasının takılı olmamasından ve işçisine eğitim verememiş olmasından dolayı % 60 oranında kusurlu olduğunun, kazalı Serdar Akmızrak"ın koruyucu kapakları olmayan dişli tertibatından uzak durmamış, dikkatsiz ve tedbirsiz davranmış olmasından dolayı % 40 oranında kusurlu olduğunun” Belirtildiği, aynı bilirkişilerden alınan ek raporda ise “davalı işverenin kazanın meydana geldiği iş ekipmanının günümüz teknolojik gelişmelerine uygun olarak emniyetli olmaması, hareketli aksamlarının mahfazasının takılı olmamasından ve işçisine eğitim verememiş olmasından dolayı % 80 oranında kusurlu olduğunun, kazalı ..."ın koruyucu kapakları olmayan dişli tertibatından uzak durmamış, dikkatsiz ve tedbirsiz davranmış olmasından dolayı % 20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği” rapor edilmiş ve bu rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan kusur incelemesi yetersiz bulunmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; mahkeme dosyasından aldırılan kusur raporları arasındaki, kusur oranlarında çelişki bulunduğu gözetilip, yukarıdaki açıklamalar ışığında işçi sağlığı ve iş güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman başka bir bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak, oluşması halinde çelişki de giderilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi ..Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.