8. Ceza Dairesi Esas No: 2019/9896 Karar No: 2019/8773 Karar Tarihi: 24.06.2019
Hileli iflas - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2019/9896 Esas 2019/8773 Karar Sayılı İlamı
8. Ceza Dairesi 2019/9896 E. , 2019/8773 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Hileli iflas HÜKÜM : Düşme
Gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde; Katılan vekillerinin kovuşturma aşamasında 22.04.2015 tarihinde verdikleri dilekçe ile şikayetlerinden vazgeçtiklerini bildirmiş olmaları karşısında; katılan vekilinin hükmü temyiz ettiği ve vazgeçmeden dönmenin mümkün olmadığı anlaşılmakla; katılma ve hükmü temyiz hakkı bulunmayan katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 2- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde; UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğine göre sanık ..."un 08.03.2017 tarihinde hükümden sonra vefat ettiğinin belirlenmesi karşısında; yerel mahkemece verilen düşme kararı sonuç itibariyle doğru olduğundan bozma nedeni sayılmamıştır. 3- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde; 5237 sayılı TCK.nın 161. madde gerekçesinde iflas kararının objektif cezalandırılabilme şartı niteliğinde olduğu açıkça belirtilmiş olup, dolayısıyla bir objektif cezalandırılabilme şartı olan iflas kararının suçun unsuru olmadığı, madde hükmünde de açıkça belirtildiği üzere kanun tarafından cezai yaptırıma bağlanan eylemin iflas etmek değil, iflas kararından önce veya sonra mal varlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflar olduğu, bu çerçevede hileli iflas suçunun hileli tasarrufların gerçekleştirildiği anda tamamlandığı ve bu tasarruflardan önce veya sonra verilen iflas kararının sadece bu hileli tasarrufların cezalandırılabilirliği açısından etkili olduğu, diğer bir deyişle esasen cezai yaptırıma bağlanan eylemler hileli tasarruflar olduğundan, iflas kararı bu tasarruflardan sonra verilse bile, suçun hileli tasarrufların yapıldığı tarihte meydana geldiği ve dolayısıyla bu tarihte geçerli olan cezai hükümlerin uygulanması gerektiği, bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu en son hileli tasarruf eyleminin 2002 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen düşme kararları usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılan vekilinin, suçların sabit olduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 24.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.