Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16640
Karar No: 2019/3035
Karar Tarihi: 02.04.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/16640 Esas 2019/3035 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Davacı, ablasının eşine yarı hissesini devrettiğini belirterek önalım hakkı nedeniyle taşınmazda davalı kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Mahkeme, önalım hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, hissedar tarafından açılan kanuni şuf’a hakkına dayalı tapu iptali ve tescili davası söz konusu olup, fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Kanun maddeleri: 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi, 6537 sayılı Kanunun 5. maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2016/16640 E.  ,  2019/3035 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.07.2015 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacının 79 ada 80 parsel sayılı taşınmazın hissedarı olduğunu, taşınmazın diğer hissesinin davacının ablası adına kayıtlı olduğunu, yıllardır yarı yarıya taksim ederek taşınmazı kullandıklarını, ablasının eşine yarı hissesini devrettiğini, 07.07.2015 tarihinde de ablasının eşi ... ’ın davalıya yarı hissesini devrettiğini belirterek 5403 sayılı Kanunun 8/i maddesi uyarınca önalım hakkı nedeniyle taşınmazdaki davalı kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, satış senedinde belirtilen bedelin muvazalı olduğunu, taşınmazı gerçekte 90.000,00TL’ye satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme, davanın 5403 sayılı 8/i maddesine dayanılarak açılan önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davası olduğu, 5403 sayılı kanuna 6537 sayılı kanunun 5. maddesi ile getirilen düzenlemeden önce fiili taksim yapılan taşınmazda önalım hakkının kullanılması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde kabul edilmekte ise de anılan düzenleme ile tarımsal arazilerin satılması halinde sınırdaş tarımsal arazi malikine dahi önalım hakkı tanındığı, tarımsal arazilerde paydaşlar arasında fiili taksim olsa dahi önalım hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmayacağı gerekçesiyle kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nin 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Önalım davalarında fiili taksime değer verilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olması gerekmez. Taşınmazı kullanan paydaşların paylarının tamamına karşılık gelen bir alanı kullanmaları da gerekmemekte olup, davacının ve davalıya pay satan eski paydaşların hukuken geçerli olmasa bile bir eylemli paylaşmasının söz konusu olup olmadığının tespiti önem taşır.
    Somut olaya gelince; dava dilekçesinde her ne kadar 5403 sayılı Yasaya dayalı olarak önalım davası açılmış ise de ortada sınırdaş arazi maliki tarafından açılan bir önalım davası olmayıp, davacının 1/2’sine sahip olduğu taşınmazda davalı üzerinde kaydedilen diğer 1/2 hisse için açılan bir dava söz konusudur. 5403 sayılı Yasada yapılan değişiklikler Medeni Kanun’da yer alan şufa hakkının ilgili hükümlerini tamamen kaldırmamış, sadece sınırdaş tarım arazisi maliklerine tarımsal bütünlüğü korumak şartıyla şuf’a hakkı tanıyarak özel bir düzenleme getirmiştir. Buna rağmen mahkemece 5403 sayılı kanuna 6537 sayılı Kanunun 5. maddesi ile getirilen düzenleme ile fiili taksim söz konusu olsa dahi bunun hakkın kötüye kullanılması teşkil etmeyeceğinden bahisle davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur.
    Halbuki hissedar tarafından açılan kanuni şuf’a hakkına dayalı tapu iptali ve tescili davası söz konusu olup, 11.12.2015 tarihinden yapılan keşif sonucu hazırlanan raporda dava konusu parselin tapuda her ne kadar tarla gözükse de aslında zemininde elma ağaçları olduğu, davaya konu 1/2 oranındaki hissenin ekonomik bütünlük ihtiva etmediğinden ifraz edilmemek şartıyla hissedarlara ya da 3. şahıslara satış ve devir işlemlerinde sakınca olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda fiili taksim olgusu yeterince aydınlatılamamış olsa da davacı vekili dava dilekçesinde yazılı beyanlarında ve keşif sırasında alınan beyanlarında zeminden anlaşılmasa da davacının ablası ile taşınmazı taksim ederek kullandıklarını, taşınmazda fiili taksim olduğunu belirtmiştir. Davacı vekilinin beyanları dikkate alındığında fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi