
Esas No: 2017/2049
Karar No: 2018/5089
Karar Tarihi: 18.10.2018
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/2049 Esas 2018/5089 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
A
Taraflar arasındaki asıl menfi tespit, birleşen alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl dava çekte bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın açıldığı tarihten çok kısa bir süre sonra mahallinde yapılan keşif sonucunda bir kısım malzemelerin davacı şirketin yedinde bulunduğunun tespit edildiği, davacı her ne kadar bu malzemelerin dava açıldıktan sonra teslim edildiğini savunmuş ise de bu savunmalarını ispat edecek delil sunmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm Dairemizin 11/02/2014 gün ve 2013/5504 E. - 2014/2688 K. sayılı ilamıyla taraflar arasındaki 24/05/2012 tarihli sözleşme değerlendirilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu ve trafik siciline kayıtlı araçlar bakımından adi yazılı şekilde yapılan sözleşmenin geçersiz olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden bahisle bozulmuştur.
Bozma kararından sonra, dava dosyası ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/2399 E.-2014/9178 K. sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, asıl davaya konu sözleşmeden doğan edimler ifa edilmediği halde, davalıya vadesi geldiğinde ödenmek zorunda kalınan 7.000 TL ve 25.000 TL tutarlı çekler bedeli olan toplam 32.000 TL" ödemenin davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini ileri sürerek bu tutarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya göre, bilirkişi incelemesi ile, resmi şekilde yapılmadığı için satışı geçersiz olan jeep ve ekskavatörün değeri kadar davacının davalıya borçlu olmadığının kabulü gerektiği, bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda bu iki aracın piyasa değerinin 44.800 TL olduğunun anlaşıldığı, diğer taraftan bozma ilamında anılan sözleşmeye göre davacının davalıya ödediği 13.500 TL"nin de sabit olduğu gerekçeleriyle,asıl davanın kısmen kabulü ile, davacının 8 adet çekten dolayı davalıya toplam 58.300 TL borçlu olmadığının tespitine, davalının toplam borcu asıl davada hesaplanmış olduğundan birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı davalıdan içinde bir jeep ile ... makinesi bulunan maden rödovans işletmesini devralma karşılığında bedelleri toplamı 190.000,00 TL olan 10 adet adet çek verdiğini ancak işletmenin kendisine teslim edilmediğini belirterek menfi tespit davası açmıştır. Ancak bu çeklerden 02/05/2012 vadeli 7.000 TL meblağlı ve 05/06/2012 vadeli 25.000 TL meblağlı 2 çeki ödemek zorunda kaldığını belirterek bunların bedelinin davalıdan tahsilini sağlamak için alacak davası açmış her iki dava birleştirilmiştir. Yapılan tahkikat sırasında davalının işletmedeki malları davacıya teslim ettiği anlaşılmış sadece Trafik Kanunu 20/D -1 md"sine göre mülkiyet devri noter satışına bağlı olan 1 jeep ve ekskavatörün hukuken devrinin yapılmadığı bunların da davacının elinde olduğu anlaşılmıştır. Yapılan tahkikatta bu 2 araçtan jipin değerinin 13.000 TL, ekskavatörün değerinin 31.800 TL olduğu ve davacının da davalıya 13.500 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacının davalıya verdiği toplam 190.000 TL"lik çekin 58.300 TL"sinden davalıya borçlu olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece de bu doğrultuda hüküm kurulmuş, ancak, hükmün icrası için yeterli bilgi olmadan davacının davalıya 58.300 TL borcu olmadığı şeklinde hüküm kurmakla yetinilmiştir. Kurulan hüküm bu haliyle muhakeme hukukuna uygun olmamıştır. Davacının davalıya verdiği 190.000 TL"lik sıralı çeklerin 58.300 TL"sinden sorumlu olmadığı,geriye kalan 130.570 TL"sinden sorumlu olduğu anlaşıldığından sıralı çeklerin ilk ikisi olan ve davacı tarafından ödendiği anlaşılan 7.000 TL ve 25.000 TL"lik çeklerle ilgili birleşen alacak davasının reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu durumda asıl menfi tespit davasında mahkemece hüküm kurulurken davacının davalıya borçlu olmadığı 58.300 TL, davacının dava konusu yaptığı sıralı çeklere en son vadeli olanından geriye doğru yansıtılarak davacının davalıya 30/06/2013 vadeli 18.000 TL"lik, 30/05/2013 vadeli 20.000 TL"lik, 30/04/2013 vadeli 20.000 TL"lik çeklerin tamamından ve 31/03/2013 tarihli 20.000 TL"lik çekin ise sadece 3.00 TL"lik kısmından borçlu olmadığının tespitine , davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, davacının zilyetliğinde bulunan jeep ve ekskavatörün iadesine karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle mahkeme kararının asıl ve birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 18/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.