Esas No: 2013/13-77
Karar No: 2013/334
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/13-77 Esas 2013/334 Karar Sayılı İlamı
- BASİT/NİTELİKLİ HIRSIZLIK
- KULLANIM GEREĞİ AÇIĞA BIRAKILMIŞ EŞYA HAKKINDA HIRSIZLIK
- AÇIKTA BIRAKILMIŞ EŞYA
- PARK HALİNDE MOTOSİKLET
- TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) (765) Madde 491
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 141
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 142
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Hırsızlık suçundan sanık E.D.."in 5237 sayılı TCK’nun 141/1, 143 ve 31/3. maddeleri uyarınca 8 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 27.01.2009 gün ve 266-9 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 27.03.2012 gün ve 13992-6989 sayı ile;
“...Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- Sanığın suç tarihinde 18 yaşından küçük olması karşısında; verilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı hapis cezasının 5237 sayılı TCK" nun 50/3. maddesi gereğince aynı yasanın 50/1. maddesinde düzenlenen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Sanık E.D.."in, müştekinin, arkadaşının evinin önüne bıraktığı motorsikletini çalma şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK"nın 142/1-e maddesinde belirtilen suçu oluşturduğu gözetilmeksizin aynı Yasanın 141/1. maddesi ile hüküm kurulması,
3- Sanığa duruşmadan vareste tutulmayı isteyip istemediği sorulmadan talimat yoluyla aldırılan ifadesi ile yetinilmesi,
4- Kabule göre de, 5237 sayılı TCK"nun 31/3. maddesi uyarınca cezada indirim yapılırken hesap hatası sonucu fazla ceza tayini" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 08.05.2012 gün ve 209454 sayı ile;
“...Olayımızda, Pejo marka motosiklet-mobilet sokağa ve herhangi muhkem sabit bir yere kilitlenmek suretiyle önlem alınmaksızın bırakılmış ve bulunduğu yerden sanık tarafından çalınmıştır.
765 sayılı TCK’nın 491/2. maddesi uygulamalarında da, bu tür eylemlerin istikrarlı içtihatlarla TCK’nun 491/ilk maddesine temas ettiği ifade edilmiş ve o tarzda da uygulanmıştır.
5237 sayılı TCK’nun 412/1-e maddesindeki suçun uygulama alanı "adet veya tahsis" ya da "kullanıkları gereği" açıkta bırakılan eşyaların alınması kavramları ile, umumun nezaretine bırakılma durumunun tezahür etmesi gerektiği, örneğin umumi yollara, otopark yerlerine ve yol kenarındaki boşluklara park edilen otomobillerin kamu güvencesine bırakmaya örnek teşkil edebileceği, ancak motosiklet ve bisiklet gibi rahatça başka yerlere kaldırılarak korunması olanaklı bulunan taşıtların bu bent kapsamında değerlendirilmelerine imkân bulunmadığı, bu tür eylemlerin 5237 sayılı TCK’nun 141/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği..." görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının 2 numaralı bendinin çıkarılmasına ve diğer bozma sebeplerinin aynen korunmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 13. Ceza Dairesince 25.12.2012 gün ve 18272-28191 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verilen ve suçun sübutuna yönelik bir uyuşmazlık bulunmayan olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sabit bir noktaya bağlı olmaksızın açık alanda park halinde bırakılan motosikleti çalan sanığın eyleminin nitelendirilmesine ilişkindir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Şikâyetçinin, arkadaşının evine 15 dakikalık bir süre için uğramak üzere apartmanın önüne kilitsiz olarak ve sabit bir noktaya da bağlamadan park halinde bıraktığı Peugeot marka 1993 model motosikleti suç tarihinde gece saat 23.00 sularında götüren sanığın, aynı gece saat 00.30 da motosikleti kullanırken kolluk görevlileri tarafından yakalandığı, aşamalardaki savunmalarında, motosikleti "Sinan" adlı soyadını ve diğer bilgilerini bilmediği bir arkadaşından dolaşmak amacıyla aldığını beyan ettiği anlaşılmaktadır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 141. maddesinde; "Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir" şeklinde hırsızlık suçunun basit şekli düzenlenmiş, "Nitelikli Hırsızlık" başlıklı 142. maddesinin konumuza ilişkin 1. fıkrasında ise;
"(1) Hırsızlık suçunun;
a) Kime ait olursa olsun kamu kurum ve kuruluşlarında veya ibadete ayrılmış yerlerde bulunan ya da kamu yararına veya hizmetine tahsis edilen eşya hakkında,
b) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında,
c) Halkın yararlanmasına sunulmuş ulaşım aracı içinde veya bunların belli varış veya kalkış yerlerinde bulunan eşya hakkında,
d) Bir afet veya genel bir felâketin meydana getirebileceği zararları önlemek veya hafifletmek maksadıyla hazırlanan eşya hakkında,
e) Adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur..." şeklindeki düzenleme ile suçun bir kısım nitelikli hallerine yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu ile ilgili olarak bu maddenin 1. fıkrasının (e) bendinin uygulanma şartları üzerinde durmak gerekmektedir.
Belirtilen bentteki suçun oluşabilmesi için, hırsızlık fiilinin adet veya tahsis ya da kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında işlenmesi gerekmekte olup, bu bölüme ilişkin madde gerekçesinde de; "fıkranın (e) bendinde, âdet veya tahsis ve kullanım gereği açığa bırakılmış olan eşya hakkında hırsızlık suçunun işlenmesi, bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir. Tarlalarda bırakılan tarım araçları, inşaat yerine yığılan malzeme, bu kapsama giren eşyaya örnek olarak gösterilebilir. Bunların çalınmalarında kolaylık bulunması, bu nitelikli hâlin kabulünde etken olmuştur" şeklinde açıklamalara yer verilmiş, böylece maliklerince her türlü denetim, gözetim ve önlemden yoksun olan, sahiplerince sürekli biçimde korunmalarındaki zorluk nedeniyle açık alanda bulunan eşyanın başkaları tarafından alınabilmesinin kolaylığını dikkate alan bir düzenleme yapılmıştır.
Suçun konusu açıkta bırakılmış eşya olup, "açıkta bırakılmış eşya" ifadesinden özel alanlar dışında kalan caddeler, sokaklar, parklar, bahçeler, tarlalar, sahil kenarları ve bunun gibi yerlerde bırakılmış eşyalar akla gelmelidir. Bununla birlikte maddedeki nitelikli halin oluşması için, eşyanın açıkta bırakılması yeterli olmayıp, hangi nedenle açıkta bırakıldığının araştırılması ve adet veya tahsis ya da kullanımları gereği açıkta bırakılma şartlarının da aranması gerekecektir.
5237 sayılı TCK"nun 142/1-e maddesinde yer alan nitelikli hırsızlığın karşılığı 765 sayılı TCK’nun 491/2. maddesinde; “adet muktezası olarak yahut tahsis ve istimalleri itibariyle umumun tekafülü altında bulunan eşya hakkında hırsızlık” olarak düzenlenmiştir. İki madde birbiriyle paralel hükümler içermekte ise de, umumun tekefülü ya da kamunun güvencesine bırakılma şeklinde ifade edilen unsur 5237 sayılı TCK"nun 142/1-e maddesinde bulunmadığından, açıkta bırakmanın "adet, tahsis ya da kullanım gereği" nedenlerine dayandığının tespiti yeterli kabul edilmiş ve böylece nitelikli halin uygulama alanı 765 sayılı TCK"na göre genişletilmiştir.
Öğretideki görüşlere göre âdet; "toplumda süreklilik kazanan, alışkanlık oluşturan ve genellik karakterini taşıyan, kamu düzenine, kanunlara ve ahlaka aykırı olmayan, uygunlukları nedeniyle kanunlarca korunabilir nitelikteki yaygın davranış biçimi" olarak tanımlanmış olup, zamana, yere ve bölgeye göre değişebileceği, ancak kişisel alışkanlıkları kapsamadığı kabul edilmektedir.
"Tahsis" kelimesi, eşyanın bir iş için özgülenmesi, ayrılması, belirlenmesi ve hasredilmesi anlamına gelmektedir ki, parka gelenlerin oturmasına tahsis edilmiş durumda olan banklar bu kapsamda değerlendirilmelidir.
"Kullanım gereği" ibaresi ile, eşyanın kullanılması için açıkta bırakılmasının zorunlu olduğu durumları kastedilmekte olup, sözkonusu eşyanın amacına uygun kullanılabilmesi ve kendisinden beklenen fonksiyonu eda edebilmesi için açıkta durmasının gerekli olduğu hallerde bu nitelikli hal uygulanacaktır.
Uyuşmazlık konusu olan, sabit bir noktaya bağlı olmaksızın açık alanda park halinde bırakılan motosikletlerin bir iş için özgülendiği söylenemeyeceğinden, tahsis gereği açıkta bırakılan eşya kabul edilemeyeceği konusunda tereddüt bulunmamaktadır.
Değişen sosyal ve ekonomik şartlar gözönüne alındığında, motosiklet kullanımının özellikle sıcak iklimli bölgelerde kullanım kolaylığı nedeniyle yaygınlaştığı, hemen her evde en az bir adet motosikletin bulunduğu, sayılarının gün geçtikçe çoğaldığı ve gündüz kullanımlarında geçici işler nedeniyle motosikletlerin sabit bir noktaya bağlanmaksızın cadde kenarlarına park edilmek suretiyle açıkta bırakılmasının bir kısım bölgelerde genel bir alışkanlık haline geldiği bilinmekle birlikte, âdet gereği açıkta bırakıldığının söylenebilmesi için, âdetlerin zaman ve yere göre de değişebileceği de gözönüne alındığında suçun işlendiği yörenin sosyal yapısının da ayrıntılı olarak bilinmesi gerekmektedir.
Sabit bir noktaya bağlı olmaksızın açık alanda park halinde bırakılan motosikletlerin çalınması eyleminin açıktan basit hırsızlık suçunu oluşturduğu 2011 yılına sürdürülen yargısal uygulamalarda kabul edilegelmiş ise de; kullanımları ancak sokaklar ve caddeler gibi açık alanlarda olan, sayıları gün geçtikçe de çoğalan, her zaman ve özellikle gün içinde otopark ya da bina içlerine park edilmeleri mümkün olamayan, cadde kenarlarına tedbir alınmaksızın park edilmeleri zorunluluk haline gelmiş bulunan motosikletlerin kullanım gereği açıkta bırakılmalarının kaçınılmaz olduğunun, buna göre de hırsızlık konusu olduklarında 5237 sayılı TCK"nın 142. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde düzenlenen nitelikli halin oluştuğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 18.12.2012 gün ve 1411-1852 sayılı kararında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
Diğer taraftan, 5237 sayılı TCK"nun 142. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde hırsızlık suçunun; "herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında" işlenmesi de nitelikli bir hal olarak düzenlenmiştir.
Sabit bir noktaya kilitlenerek bağlanan motosikletlerin suç konusu olması halinde, kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olduklarından, dolayısıyla adet ya da kullanım gereği açıkta bırakılma hali sözkonusu olmayacağından, TCK"nun 142. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde düzenlenen, "kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınan eşya hakkında" hırsızlık suçuna ilişkin nitelikli hâlin gerçekleşeceği konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bununla birlikte, sabit bir noktaya bağlı olmaksızın açık bir alana direksiyonu kilitlenmiş ya da tekerleğin dönmesini engelleyen disk, zincir ya da kilit takılmış halde bırakılan motosikletlerin suç konusu olması durumunda ise, kilidine müdahale edilmeden ve kilit etkisiz hale getirilmeden de sürüklenerek ya da taşınarak götürülmeleri mümkün olduğundan, 142. maddenin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış eşya hakkında hırsızlık suçunun değil, aynı fıkranın (e) bendindeki kullanım gereği açıkta bırakılmış eşya hakkındaki hırsızlık suçunun oluşacağı kabul edilmelidir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Sabit bir noktaya bağlı olmaksızın bina önündeki açık alana parkedilen suç konusu motosikletin çalınması şeklindeki eylemin, kullanım gereği açıkta bırakılan eşya hakkında hırsızlık suçunu oluşturduğu anlaşıldığından, sanığın TCK"nun 141/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkeme hükmünün, Özel Dairece eylemin TCK"nun 142/1-e maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağından bahisle bozulmasına karar verilmesi yerindedir.
Bu itibarla, Özel Daire bozma kararının iki numaralı bendinde bir isabetsizlik bulunmayıp, haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Genel Kurul Üyesi; "sabit bir noktaya bağlı olmaksızın açık alanda park halinde bırakılan motosikletin çalıştırılarak götürülmesi şeklindeki eylemin 5237 sayılı TCK"nun 141/1. maddesi uyarınca basit hırsızlık suçunu oluşturduğu ve itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği" görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.07.2013 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.