Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1145
Karar No: 2018/5081
Karar Tarihi: 18.10.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1145 Esas 2018/5081 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2018/1145 E.  ,  2018/5081 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Dairemizin 29.01.2014 gün, 2013/15807 Esas, 2014/2178 Karar sayılı bozma ilamına karşı mahkemece direnilmesi üzerine verilen direnme kararı davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK.’ya 6763 Sayılı Kanun’un 45. maddesi ile eklenen Geçici 4. madde hükmü gereğince Dairemizin bozma kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle direnme kararına ilişkin dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gönderilmesine karar verilmiş, Hukuk Genel Kurulu’nun 28.02.2018 gün, 2017/19-904 E.-2018/403 K. sayılı ilamı ile mahkemenin direnme kararının uygun olduğu bildirilip, davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, yeniden yapılan incelemesi sonucunda dosya incelendi, gereği görüşüldü.

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalının davacı aleyhine faturaya dayalı olarak 6.623,00 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 11.000,00 TL’nin tahsili için icra takibi yaptığını, müvekkilinin davalıya haciz tehdidi altında 10.654,00 TL ödediğini, ancak davalının ödemeleri icra müdürlüğüne bildirmediğini iddia ederek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalıdan 4.000,00 TL’nin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalının davacıdan 5.900,00 TL tahsil ettiği halde 2.000,00 TL daha ödeme yapacağına inanarak 7.900,00 TL’lik makbuz verdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacının yaptığı ödemelerden sonra icra takip dosyasında davalıya halen 2.739,96 TL borcunun kaldığı gerekçesiyle davanın ve davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dairemizin 29.01.2014 gün, 2013/15807 E.-2014/2178 K. sayılı ilamı ile; “Dava, kesinleşen ilamsız icra takibine karşı açılan menfi tespit davasıdır. İspat külfeti bu durumda davalıya aittir. Davacı, 6.623,00 TL’lik asıl alacağa itiraz etmemiş olup, bu miktarı da ödediğini işlemiş faiz istenemeyeceğini savunmuştur. Hal böyle olunca davalı, asıl alacak yönünden borçlu davacının takipten önce temerrüde düştüğün kanıtlamalıdır. Temerrüdün kanıtlanamamış olması halinde icra takibinde temerrüt faizi talep edilemez.
    Mahkemece, bu yön dikkate alınmadan işlemiş faizli toplam tutar üzerinden hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.” Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama neticesinde mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu’nun 28.02.2018 gün, 2017/19-904 E.-2018/403 K. sayılı ilamı ile; “..somut olayda davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ... 19. İcra Dairesinin 2011/24715 sayılı dosyasında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatılmış ve 11.000,00 TL asıl alacak tutarının tahsili istenmiştir. Takip talebi ve ödeme emrinde asıl alacak tutarının icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili talep edilmiş olup, bunun dışında icra takip tarihinden öncesine ilişkin olarak borçlunun temerrüdünden kaynaklanan herhangi bir temerrüt faizi talebinde bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca davalı alacaklının, asıl alacak yönünden borçluyu takip tarihinden önce temerrüde düştüğünü kanıtlama zorunluluğu bulunmamaktadır.
    Yerel Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlara değinilerek verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.
    Ne var ki, işin esasına yönelik diğer temyiz itirazları Özel Dairece incelenmediğinden dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.” Gerekçesiyle, davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiş olup, bunun üzerine yapılan inceleme neticesinde;
    (1) Menfi tespit davalarında borçluluk durumu dava tarihi itibariyle değerlendirileceğinden, davacı vekilinin davadan sonra yapılan ödemelere yönelik sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    (2) Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı, takip tarihi itibariyle 6.623,00 TL borcu olduğunu, ancak davalı tarafından 11.000,00 TL üzerinden takip başlatıldığını, takipten sonra haciz baskısı altında 10.654,00 TL ödeme yapıldığını, bunun ancak 2.000,00 TL’sinin davalı alacaklı tarafından takip dosyasına yansıtıldığını belirterek, takip öncesi ve sonrası nedenlerle, ödeme olarak yansıtılmayan kısım yönünden borçlu olmadığının tespitine ve fazla yaptığı ödemenin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Yapılan tahkikatta davacının takip tarihi itibariyle borcunun 11.000,00 TL olduğu, ancak takipten sonra yapılan 8.654,00 TL ödemenin takip dosyasına yansıtılmadığı anlaşılmıştır. Davacının menfi tespit talebi takip dosyasına yansıtılmayan ödemelerle sınırlıdır. Mahkemece yapılması gereken ..., 11.000,00 TL asıl alacağın menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar ulaştığı miktar hesaplanarak, daha sonra davacının menfi tespit davası açılana kadar yaptığı geçerli ödemeler öncelikle takipten sonra işleyecek faizden sonra asıl alacaktan düşülerek davacının dava tarihindeki gerçek borç miktarı bulunup, aradaki fark yönünden davacının borçlu olmadığına yönelik hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davacı vekilinin davadan sonra yapılan ödemelere yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi