1. Hukuk Dairesi 2020/270 E. , 2021/3904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : .... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, davalı ..."in istinaf istemi HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ve iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14/09/2021 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal-tescil ve bedel isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ..."ın mirasçılardan mal kaçırmak amacı ile muvazaalı olarak paydaşı olduğu ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını oğlu olan davalı ..."a temlik ettiğini, davalı ..."in de ... parsel sayılı taşınmazı oğlu olan davalı ..."e devrettiğini ileri sürerek ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, 3. kişilere devredilen ..., ..., ..., ... parsellerin bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., devirlerin gerçek satış olduğunu, diğer paydaş ..."tan da pay satın aldığını, açılan ortaklığın giderilmesi davasında ihale yolu ile taşınmazları devraldığını, mirasbırakanın da bu nedenle bedeli karşılığında taşınmazları devrettiğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu, ... parsel yönünden ise taşınmazın davacı ... adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine; ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince, davalı ..."in istinaf istemi HMK"nın 353/1.b.2. maddesi gereğince kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmış ve iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."ın 19.03.2017 tarihinde öldüğü, geride davacı kızı..., 1999 yılında ölen kızı ..."den olma davacı torunu ... ile dava dışı torunları ..., ... ve oğlu ... ile davalı oğlu ..."in mirasçı olarak kaldığı, davalı ..."in davalı ..."in oğlu olduğu, mirasbırakanın 02.11.2010 tarihinde ... parseldeki 1/4 payının tamamını bizzat; dava dışı mirasçı ..."ın 30.03.2011 tarihinde mirasbırakan adına vekaleten ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsellerdeki 1/4 payın tamamını davalı ..."e satış suretiyle devrettiği, davalı ..."in ... ve ... parselleri dava dışı 3. kişilere, ... parseli ise 28.07.2012 tarihinde davalı ..."e temlik ettiği, mirasbırakanın 1/4 payının tamamını devrettiği ... parsel sayılı taşınmazın ortaklığın giderilmesi davası sonucunda yapılan ihale ile davacı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Böyle bir durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Öte yandan, satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Ancak semenin, bir başka ifade ile malın bedelinin mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emek de olabileceği kabul edilmelidir. Esasen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinde kuşku yoktur.
Somut olaya gelince, davacıların mirasbırakanın kızı ... ile diğer kızı ..."den olma torunu, davalıların ise oğlu ... ve ..."den olma torunu İbrahim olduğu, mirasbırakanın davalı ... ile aynı binada oturduğu ve davalı oğlu ... ile daha yakın bir ilişki kurduğu, dosya kapsamına göre mirasbırakanın terekesinin önemli bir kısmını oluşturan dava konusu taşınmazları satmasını gerektirir ekonomik bir nedeninin olmadığı; her ne kadar, davalı ... tarafından dava konusu taşınmazlar ortaklığın giderilmesi davası ile satılacağı için taşınmazların bedeli karşılığında devredildiği savunulmuş ise de; çekişmeli taşınmazlardaki diğer paydaşların, mirasbırakanın kalan mirasçıları olduğu ve davalı tanığı olarak ifadesi alınan dava dışı mirasçı ..."ın dava konusu 6 parça taşınmazı vekaleten davalı ..."e devrettiği dikkate alındığında, davalı ..."ın davalılar ile işbirliği içerisinde hareket ettiği, bu nedenle beyanına üstünlük tanınamayacağı ve temliklerin kız çocuklarından mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu soncuna varılmaktadır.
Diğer taraftan, ... parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından 1/4 payının 30.03.2011 tarihinde davalı ..."e temlik edildiği, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda yapılan ihale ile taşınmazın davacı ... adına tescil edildiği ve eldeki davada ... parsel yönünden davacıların davalı ..."e devredilen 1/4 paya yönelik olarak bedel isteminde bulunduğu dikkate alınmadan, yerel mahkemece ... parselin davacı ... adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de; bu husus, davacılar tarafından istinaf edilmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır.
Hal böyle olunca, ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal tescil isteminin; ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise bedel isteminin kabulüne; ... parsel bakımından ise, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre ise, yerel mahkemece temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile ... parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne; taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline karar verildiği, anılan kararın ... parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalı ... tarafından istinaf edilmediği gözetilmeksizin ... parsel sayılı taşınmaz yönünden de yerel mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Davacıların yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 10.12.2019 tarih ve 2019/1220 Esas, 2019/1716 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.11.2020 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 3.050.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.