17. Hukuk Dairesi 2016/5054 E. , 2019/610 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalı ... adına kayıtlı olan diğer davalı ... sevk ve idaresindeki araç ile oğulları ... adına kayıtlı araç arasında 16/05/2011 tarihinde trafik kazası meydana geldiğini, kazada oğullarının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza öncesinde oğullarının geçimini hamallık yaparak kazandığını, kaza neticesinde çalışamamakta olduğunu, meydana gelen kaza ve zarardan dolayı davalıların mesul olduklarını, meydana gelen kaza neticesinde davalıların sanık sıfatıyla ... Sulh Ceza Mahkemesi"nin 2011/274 Esas sayılı dosyası ile kusurlu bulunarak mahkum olduklarını, oğullarının davalılara maddi - manevi tazminat istemli dava açtığını, kendilerinin de bu kaza nedeni ile derin elem ve üzüntüye boğulduğunu, davalılardan zararın tazmini için başvuruların neticesiz kaldığını belirterek 5.000,00"er TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve davalı ... vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak davacıların manevi tazminat istemli davalarının kısmen kabulü ile; 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."a verilmesine, 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı ..."a verilmesine, karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, davacılar lehine ayrı ayrı 1.500,00 TL maddi - manevi tazminatın davalıdan tahsili yönünde hüküm tesis edilmiş olup; karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, davalı aleyhine kabul olunan dava kısmının değeri kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı tarafın temyiz isteminin reddine dair karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatların az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin mahkeme hükmünün belirtilen yönlerden kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalı ..."a geri verilmesine, 23/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.