9. Hukuk Dairesi 2017/18102 E. , 2020/20062 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ve davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin özeti:
Davacı vekili, davacı işçinin davalılar bünyesinde 15/06/1996 ile 19/06/2014 tarihleri arasında çamaşırhane şefi olarak çalıştığını, 19/06/2014 tarihinde, 15 yıl sigortalılık süresini ve 3600 gün prim ödeme şartlarını tamamlamış olması nedeniyle işten ayrıldığını beyanla kıdem tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalıların Cevabını Özeti:
Davalılar vekili, iş sözleşmesinin davacı tarafından keşide edilen 20.06.2014 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, ihtarname içeriğinde davacının 18.06.2014 tarihinde maaşından fazla kesinti yapıldığı için işten ayrıldığını ifade ettiğini, söz konusu ihtarnameye karşı müvekkili adına keşide edilen 30.06.2014 tarihli ihtarname ile cevap verildiğini ve davacının ileri sürdüğü fesih nedeninin haklı neden olmadığı,davacının bahsettiği maaş kesintisinin avans borcuna ilişkin olduğunun ifade edildiğini , davacı tarafından bu defa 02.07.2014 tarihli ihtarname keşide edilerek ve sigortalılık süresinin dolduğunu, bu zamana kadar kıdem tazminatının ve diğer haklarının kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak kötü niyetli olarak haklarının ödenmediğini belirttiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre,davacı vekilinin tüm, davalılar vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Dava dilekçesinde, davacının 19/06/2014 tarihinde SGK’ndan aldığı yazı ile 15 yıl sigortalılık süresini ve 3600 gün prim ödeme şartlarını tamamlamış olması nedeniyle işten ayrıldığını beyanla kıdem tazminatının davalılardan tahsili talep edilmiştir.
Davalılar tarafından verilen cevap dilekçesinde ise davacının19-20-21.06.2014 tarihleri arasında izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmemesi üzerine davacı yana 24.06.2014 tarihli ihtarname keşide edilerek, davacının işe gelmemesi ile ilgili var ise mazeretini bildirmesinin talep edildiği, davacının işe devamsızlığına ilişkin mazeret sunması beklenirken, davacı tarafından keşide edilen 20.06.2014 tarihli ihtarnamenin tebellüğ edildiğini, davacının söz konusu ihtarname ile 18.06.2014 tarihinde maaşından fazla kesinti yapıldığı için işten ayrıldığını ifade ettiğinin anlaşıldığını, müvekkili adına keşide edilen 30.06.2014 tarihli cevabi ihtarname ile davacının ileri sürdüğü fesih nedeninin haklı neden olmadığı,davacının bahsettiği maaş kesintisinin avans borcuna ilişkin olduğunun belirtildiğini, davacı tarafından bu defa 02.07.2014 tarihli ihtarname keşide edilerek “... SGK’ nun yazısı ile sigortalılık süresinin dolduğunu, bu zamana kadar kıdem tazminatının ve diğer haklarının kendisine ödenmesini talep ettiğini, ancak kötü niyetli olarak haklarının ödenmediğini” belirttiği ve davacının yeni bir fesih nedeni ileri sürdüğünü beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; “Akdin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde sonlandığının ispat yükü davalı işverendedir. Davacı tarafından davalıya gönderilen... Noterliği"nin 19244 ve 17280 yevmiye numaralı ihtarnamelerinde davacının 3600 gün prim ödeme şartını taşıdığı için işten ayrıldığını ayrıca ihtarname içeriklerinde ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğundan bahsedilmesi nedeniyle her iki ihtarnamenin birbiri ile çelişmediği davacının ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle ayrıca emeklilik nedeniyle haklı nedenle fesih imkanını kullanmış olduğu sabit olduğundan davacının kıdem tazminatı alacağı talebinin kabulüne karar verilmiştir.” gerekçesi ile davacının kıdem tazminatı istemi kabul edilmiştir.
Ne var ki; Mahkeme kabulü dosya kapsamı uyarınca yerinde değildir. Şöyle ki; davacı tarafından keşide edilen 20.06.2014 tarihli ihtarname içeriğinden davacı işçinin 18.06.2014 tarihinde maaşından fazla kesinti yapılması nedeniyle işten ayrıldığının beyan edildiği anlaşılmaktadır. Fesihle bağlılık ilkesi uyarınca davacı bu fesih nedeni ile bağlı olup fesih gerekçesi değiştirilemez. Ancak, Mahkemece, davacının yukarıda belirtildiği üzere 20.06.2014 tarihli ihtarname içeriğinde belirtmiş olduğu ilk fesih gerekçesi tartışılmamıştır. Hal böyle olmakla, Mahkemece davacının ilk fesih nedeninin haklı olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.