Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9487
Karar No: 2019/3019
Karar Tarihi: 02.04.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/9487 Esas 2019/3019 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, taşınmazlarından ana yola çıkış bulunmadığı için davalıya ait taşınmazlardan kendileri lehine geçit tesis edilmesini talep etmişlerdir. Davalı, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından birlikte dava açamayacaklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davacıların taşınmazları arasında verilen sürede akti geçit kurulmaması ve geçit tesisi talep edilen yerde genel yol olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar vermiştir. Davacılar vekili kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay kararı, talep edilen geçit hakkının ihtiyacın karşılanması açısından en uygun taşınmaza yöneltilmesi gerektiğini, uygun güzergah saptanırken aleyhine geçit kurulan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olunmaması ve geçit kurulacak taşınmazın kesintisiz olarak genel yola bağlanmasının önemli olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi uyarınca geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Gerekli durumlarda uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel belirlenmeli, bedel de hükümden önce depo ettirilmeli ve hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır. Geçit hakkı kurulması davalarında kesintisizlik ilkesi uygulanmalıdır.
14. Hukuk Dairesi         2016/9487 E.  ,  2019/3019 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 22.01.2015 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili; davacılardan ...’ın 35 parsel sayılı taşınmazın, ...’in ise 356 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davacıların taşınmazlarından ana yola çıkış bulunmadığını, bu yüzden davalıya ait 355 ve 25 parsel sayılı taşınmazlardan kendi taşınmazları lehine geçit tesis edilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından birlikte dava açamayacaklarını, davacıların yola çıkması için daha uygun güzergahları kullanabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacıların taşınmazları arasında verilen sürede akti geçit kurulmaması ve geçit tesisi talep edilen yerde genel yol olmadığı, ...’ ye ait özel kamu hizmetine tesis edilmiş servis yolu olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır. Buna uygulamada “kesintisizlik ilkesi” denilir.
    Somut olaya gelince; davacılara ait 35 parsel sayılı taşınmaz ile 356 parsel sayılı taşınmazlar bakımından davacıların genel yola ulaşacak şekilde geçit ihtiyacı olduğu açıktır. Lehine geçit istenen 35 ve 356 parsel sayılı taşınmazların etrafındaki genel kadastral yolların tümü görülecek şekilde geniş paftası getirtilerek yukardaki ilkeler de dikkate alınarak mahkemece keşif yapılmalı ve bilirkişi vasıtasıyla geçit kurulacak alternatifler değerlendirilerek işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi