14. Hukuk Dairesi 2018/2048 E. , 2019/3015 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.12.2014 tarihinde verilen dilekçeyle mirasçılık belgesinin iptali talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanının reddine dair verilen 09.03.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
KARAR
Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi talebine ilişkindir.
Davacılar vekili, 1915’te vefat eden kök muris ...’nin ... ile aralarında resmi evliliğin bulunmadığını, bu yüzden mirasçısının sadece kızı ... olduğunu, ancak ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1974/1003 Esas, 1978/1273 Karar sayılı kök murise ait mirasçılık belgesinde ise İsmail’in de mirasçı kabul edilerek miras paylarının dağıtıldığını belirterek ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1974/1003 Esas, 1978/1273 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaliyle murise ait yeni mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, iptali istenilen mirasçılık belgesinin doğru ve ...’in de kök murise mirasçı olduğunu, davacıların annelerinin nesebi gayrı sahih olduğunun iddia etmelerinin üzücü olduğunu, 1978’de alınan mirasçılık belgesinin yanlış olduğunun bu zamana kadar ileri sürülmediğini, davacıların ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/183 Esas sayılı dosyasında elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi amacıyla açılan davanın yargılamasının uzaması gayesinde bulundukarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekilinin istinaf talebi, ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesince esastan reddedilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK"nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma ilkesi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekismesiz yargıda re"sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
Mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumlarının etkilenmesi sözkonusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüş ise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılamadan sonra ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yönlendirilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi, hükmün de mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gözüken ve davacıların annesi ... ’in 13.10.1995’te vefat ettiği, çocuklarından ... ’in 20.12.2003’te ve ... ’in 14.06.2016’da vefat ettiği, ... ve ... ’in mirasçılarının davada taraf olmadıkları anlaşılmaktadır. Adı geçen kişilerin mirasçılık belgelerinin teminiyle mirasçıları davaya dahil edilmeli, bu şekilde taraf koşulu gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmeli, taraflardan varsa başkaca da delilleri de sorulup saptanmalı, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, bölge adliye mahkemesince de istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile HMK 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, karardan bir örneğin ... Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 02.04.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.