9. Hukuk Dairesi 2010/46915 E. , 2013/6612 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirkete ait ... Tatil Köyü... adresindeki otelde 07.04.1993-23.10.2001 tarihleri arasında aylık net 750.000.000.-TL. ücretle boya ve badana ustası olarak çalıştığını, uzun süre ödenmeyen ücret ve diğer alacaklarını talep etmesi nedeniyle işten çıkartıldığını, devamlı fazla mesai yaptığını, günlük çalışmasının 08.00-20.00 saatleri arasında olduğunu, ancak sezona hazırlık devresi olan 1 Ocak - 31 Mart döneminde 08.00-22,30/23.00 saatleri arasında çalıştığını ve çoğu zaman evine dahi gidemediğini, hafta tatili yapmadığını, dini ve milli bayramlarda çalıştığını, yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmadığını belirterek, kıdem tazminatı ile ücret alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram-genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının davalı firmada işçi olarak çalışmadığını, davacının amcaoğlu ... ve kardeşi ... ile aralarında adi ortaklık kurarak taşeron sıfatıyla bazı işler yaptıklarını ve tüm hak edişlerinin imza karşılığında kendilerine ödendiğini, ancak yargılama sırasında davacının, dava dışı ... yanında işçi olarak (taşeronun işçisi) çalıştığına dair kanaat oluşması halinde davanın ... "e ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini ispat külfeti işverene ait olduğu, ancak işverenin davacının iş akdini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
İşçi ücretlerinin ödenmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka
kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hakimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir (Yargıtay 9.HD. 18.10.2004 gün 2004/7006 E. 2004/23275 K).
Somut olayda; davacının iddiaya konu ücret alacağının ödendiğinin ispatı davalı işverene ait olup, işverence ödeme konusunda yazılı delil ibraz edilmemiştir.
Mahkemece, bu husus gözden kaçırılarak yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçe ile ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup, hangi aylara ait ücretinin ödenmediği hususu davacıya açıklatılarak buna göre ücret alacağının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 25.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.