20. Hukuk Dairesi 2017/10893 E. , 2018/91 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 03/03/2011 havale tarihli dilekçesinde özetle; .... ilçesi, ... köyünde kain 500 ada 36, 37, 38, 39, 40, 41 ve 42 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edildiğini, ancak dava konusu taşınmazların yaklaşık 40-50 yıldır nizasız malik sıfatı ile babasının, babasının öldükten sonra da kendilerinin zilyetliğinde bulunduğunu, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesi istemiyle Maden Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Yargılama sırasında dava konusu yaptığı 500 ada 40, 41 ve 42 sayılı parseller ile 10.06.2011 tarihli fen bilirkişi .... tarafından hazırlanan rapor eki krokide (C), (D) ve (E) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik talebinden vazgeçmiştir.
Maden Sulh Hukuk Mahkemesince, dava 03/03/2011 tarihinde yani 01/10/2011 tarihinden önce açılmış olup, davanın ikame edildiği yıl itibari ile görevli mahkemenin belirlenmesinde kabul edilen parasal sınır 7.780,00 TL, bilirkişi raporunda takdir edilen kıymet toplamı 30.932,42.-TL olup; dava konusu taşınmazların değeri genel kurala göre 2011 yılı için belirlenen parasal sınırı üzerinde kaldığı ve dava konusu taşınmazların değerinin, sulh hukuk mahkemesinin miktar itibariyle görevi dışında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye hukuk mahkemesince, davanın kabulüne,.... ilçesi, ... köyü 500 ada 36, 37, 39, 40, 41 ve 42 sayılı parsellerin ve 38 sayılı parselin krokide (A) harfi ile gösterilen 6.643,89 m²"nin davalı adına olan tapusunun iptali ile muris .... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline, davanın davalı ... Yönetimi açısından husumet nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; müteveffa ....."ın mirasçısı ...., ..., ... ve davada taraf olarak yer almamıştır. 18.07.2013 tarihli ziraat bilirkişi ...."ın raporunda 500 ada 36, 37, 38, 39, 40 parsel sayılı taşınmazlar uzun yıllardan
beri (en az 40 yıl) tarım amaçlı olarak kullanıldığı, 41 ve 42 sayılı parseller ise yaklaşık 15-18 yıldır işlenmediği ancak daha öncesinde uzun yıllar tarım amaçlı olarak kullanıldığını belirtmiş, 10.06.2011 tarihli ziraat bilirkişi Tahsin Çelik"in raporunda “500 ada 36, 37, 38, 39 ve 40 parsel sayılı taşınmazlar uzun yıllardan beri (25-30 yıl) toprak işlemesine tâbi tutulmadığını belirtmiş olmasına rağmen, parsellerde iradi terk durumunun bulunup bulunmadığı tartışılmamıştır.
Bu nedenle müteveffa ...."ın tüm mirasçıları davaya dahil edilip taraf teşkili sağlandıktan sonra mahkemece, dava konusu yapılan taşınmazların ve tüm çevresini gösterir paftasının ilgili kadastro müdürlüğünden getirilerek, çekişmeli taşınmazların ve komşu taşınmazların kadastro tespit tutanaklarının var ise dayanak belgelerinin, tutanakları kesinleşmiş ise tapu kayıtlarının, davalı ise dava dosyalarının ilgili tapu müdürlüğünden istenerek dosya içine alınmasına, çekişmeli taşınmazın en eski tarihli (1952 ilâ 1984 tarihli hava fotografların dayanağı memleket haritası), tespitin yapıldığı 2009 yılı ile dava tarihinden 15- 20 yıl öncesine ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli ; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K. 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterilmeli, ayrıca hava fotoğrafları kadastro paftası ile çakıştırılıp stereoskop aletiyle incelenerek, davaya konu taşınmazların üzerindeki bitki örtüsünün ve bitki örtüsünü oluşturan unsurların sayı olarak tarif edildiği, ağaçların cinsi, yaşı, kapalılık oranı, hakim ağaç türü ve varsa kullanım durumunu belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, mahallinde yaşlı, tarafsız yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan bölgede ikamet eden şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, aynı yöntemle gösterilecek taraf tanıkları, fen ve ziraat mühendisleri huzuruyla yapılan keşif sırasında yerel bilirkişiler ve tanıklardan zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği, zilyetliğe ara verilip verilmediği, ara verilmiş ise bu durumun neyden kaynaklandığı, zilyetliğin iradi olarak terk edilip edilmediği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar (gerçek kişiler) yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; taşınmazın ilk maliki, intikali ve tasarrufu hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazın tüm yönlerinden fotoğrafları çektirilmeli; teknik bilirkişiye keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, gerçek kişiler adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, muris ve davacının eklemeli zilyetlik süreleride dikkate alınarak toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır .
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/01/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.