3. Ceza Dairesi Esas No: 2018/11945 Karar No: 2019/5905 Karar Tarihi: 20.03.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2018/11945 Esas 2019/5905 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2018/11945 E. , 2019/5905 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın bilinen en son adresinin aynı zamanda mernis adresi olduğunun, yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanık adına mernis adresine tebliğe çıkartıldığının ve 17.03.2015 tarihinde tebliğ imkansızlığı nedeniyle muhtara tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre sanığın adreste bulunmaması halinde, tebliğ memurunun tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim ederek ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirmesi gerekirken bu işlemler yapılmadan, sanığın mernis adresinde oturup oturmadığı veya mernis adresinden sürekli olarak ayrılıp ayrılmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı Kanun"un 21/2. maddesine göre işlem yapılarak tebliğ evrakının muhtara teslim edilmesi nedeniyle tebligatın usulsüz olduğu anlaşıldığından, sanık müdafiinin eski hale getirme isteminin kabulü ile temyiz isteminin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde; 1)Şikayetinden vazgeçen mağdurun gerekçeli karar başlığında müşteki olarak gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 232/2-b maddesine aykırı davranılması, 2)Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK"nin 86/1, 86/3-e ve 87/1-c-son maddelerinde öngörülen cezanın alt sınırının 5 yıl hapis cezası olması nedeniyle, sanığın duruşmada hazır bulundurulması, bunun mümkün olmaması durumunda ise SEGBİS sistemi aracılığıyla savunmasının alınması gerektiği gözetilmeden talimat yoluyla aldırılması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 196/2. maddesine muhalefet edilmesi, 3)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas ve 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan, iddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesine aykırı davranılması, 4)Sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nin 86/1, 86/3-e maddeleri gereğince tayin edilen 1 yıl 6 ay hapis cezasının, TCK’nin 87/1-c maddesi uyarınca bir kat arttırılması sırasında 2 yıl 12 ay hapis cezası yerine yazılı şekilde 3 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi, 5)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 6723 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 20.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.