Esas No: 2016/10145
Karar No: 2021/3010
Karar Tarihi: 07.06.2021
Danıştay 4. Daire 2016/10145 Esas 2021/3010 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/10145
Karar No : 2021/3010
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Yemek Üretim Tesisleri ve Gıda Pazarlama Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının 2012 hesap döneminde kasa hesabında görünen yüksek tutardaki parayı ortaklarına kullandırdığı, kullandırdığı paralar karşılığında faiz/komisyon geliri tahakkuk ettirmeyerek örtülü kazanç dağıtımında bulunduğu ancak ortaklarına sağlamış olduğu finansman hizmeti sebebiyle elde etmesi gereken faiz geliri üzerinden kurumlar vergisi hesaplamadığı gerekçesiyle dönem beyanlarının düzeltilmesi sonucunda 2012 yılı için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ile faiz gelirine yönelik düzenlenmeyen faturalardan dolayı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; inceleme elemanınca, ortaklara dağıtıldığı belirtilen örtülü kazanç hesaplanırken; 2012 hesap döneminde kasasında yüksek tutarda Türk Lirası cinsinden para tutulduğu ve bu suretle kurum kazancının dönem içerisinde ortaklara örtülü olarak dağıtıldığı, kasa hesabına göre ilgili dönemde günlük nakit ihtiyacının 15.000-TL olarak kabul edildiği, kasa hesabının günlük borç bakiyesinden, devamlı olarak kasada tutulması gereken söz konusu tutarın tenzili sonucunda kalan tutarlar dikkate alınarak örtülü kazanç tutarına ulaşıldığı, bu durumda, inceleme elemanınca davacı şirketin, kasa hesabı hareketlerine göre ortalama günlük nakit ihtiyacı tespit edilerek, bu ortalamanın üzerinde kasada bulunduğu görülen Türk Lirası cinsinden nakit paranın, gerçekte ortaklarca ödünç alınarak kullanıldığı, bu suretle de ticari icaplara göre nakit paranın yönlendirildiği muhtelif yatırımlardan sağlanabilecek faiz gelirine ilişkin muhtemel kazancın, bu şekilde örtülü olarak ortaklara dağıtılarak gizlendiği değerlendirilmesinden hareketle cezalı tarhiyatın yapıldığı, davacının, dava konusu tarhiyatın 6111 Sayılı Kanun'un 11/2. maddesi kapsamında beyanda bulunduğu tutarlara ilişkin olduğu ve ilgili kanun maddesi uyarınca bu tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılamayacağı iddiasına idarece herhangi bir açıklama yapılmadığı, diğer taraftan inceleme elemanınca şirket kasasında nakit para fazlalığının varlığının tespit edildiği belirtilmiş ise de, davacı şirketin içinde bulunduğu sektörün özellikleri, davacının iş hacmi, büyüklüğü vb özellikleri de dikkate alınarak yürütülen faaliyetin özelliğinin ne oranda kasada nakit bulundurmayı gerektirdiğine ilişkin olarak benzeri mükellefler ve ilgili kuruluşlar nezdinde herhangi bir araştırma yapılmadığı, davacı yönünden de kasadaki nakit fazlalığının sebepleri yönünden yeterli bir inceleme yapılmadığı gibi nakit para fazlalığının ortaklara ödünç olarak verildiği yolunda herhangi bir somut tespite değinilmediği, olayda, ortaklara dağıtılan bir örtülü kazancın varlığından söz edilebilmesi için, öncelikle, davacı şirketçe ortaklarına şirket işlemleri haricinde tahsis edilerek kullandırılan bir paranın mevcut olması, ayrıca, aktarılan bu paranın da karşılıksız ya da emsallerine nazaran düşük faizle verildiğinin kanıtlanması ön koşul niteliğini taşıdığı, dolayısıyla, inceleme raporuyla böyle bir saptamanın da gerçekleştirilmediği dikkate alındığında, varsayım ve akıl yürütmeye dayalı şekilde yapılan değerlendirme sonucunda, kurum kazancının ortaklara örtülü olarak dağıtılması koşulunun oluştuğundan kurum ortaklarına finansman hizmeti verildiğinden söz edilemeyeceğinden, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı somut olarak ortaya konulamayan eksik ve yetersiz incelemeye dayalı olarak yapılan cezalı tarhiyatta ve fatura düzenlenmediği gerekçesiyle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4.Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.