Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/10701
Karar No: 2018/84

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/10701 Esas 2018/84 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/10701 E.  ,  2018/84 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü, Körmağara ve ... mevkiilerinde bulunan üç parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescillerini istemiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne; 1) Körmağara mevkiinde bulunan ve fen bilirkişi krokisinde (A3) harfi ile gösterilen Doğusu:...tarlası, Batısı: dere, Kuzeyi: ..."a ait 1046 parsel, Güneyi: ..."a ait 1037 parsel ile çevrili bulunan 13186.07 m2 yüzölçümlü tarla,
    2) ...mevkiinde bulunan ve fen bilirkişi krokisinde (A4) harfi ile gösterilen Doğusu: kadastro harici boşluk. Batısı: yol ve ötesinde davacılara ait bahçe ve boşluk, Kuzeyi: ...."na ait bahçe, Güneyi: ..."a ait taşınmaz ile çevrili 2305.45m2 yüzölçümlü bahçe,
    3) ... mevkiinde bulunan ve fen bilirkişi krokisinde (A5) harfi ile gösterilen Doğusu: yol ve ötesinde davacılara ait bahçe. Batısı: ..., Kuzeyi: İsmail ve Hüseyin Davutoğlu"na ait taşınmaz. Güneyi: ..."ııa ait taşınmaz ile çevrili2305.45m2 yüzölçümlü bahçe niteliğindeki taşınmazların 1/5"şer payla davacı gerçek kişiler adına tapuya tesciline; (Al) ve (A2) harfleri ile gösterilen yerlerle ilgili davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 21/07/2010 tarih ve 2010/7206 E. - 2010/10302 K. sayılı ilamı ile onanmış ve bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 21/07/2010 tarih ve 2010/7206 esas 2010/10302 karar sayılı kararında özetle; "1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, çekişmeli yerlerden temyiz konusu olup bilirkişi raporunda (A4) ve (A5) harfleri ile gösterilen taşınmaz bölümlerinin uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığı ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından bu bölümlere yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2) Bilirkişi krokisinde (A3) harfi ile gösterilen 13186.07 m2 bölümle ilgili temyiz itirazına gelince; hükme esas alınan raporu düzenleyen fen ve orman bilirkişileri tarafından orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu
    parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterilmiştir. Yöntemince yapılan bu uygulamaya göre (A3) harfi ile işaretli bu yerin bir bölümünün eski tarihli belgelerde ibreli ağaç sembollü orman alanında, yakın tarihli belgelerde ise bağ sembollü yeşil alanda kaldığı gözlenmiştir. Yine eski tarihli haritada bitişiğindeki Küllü Devlet Ormanının devamı görünümündedir. Bu durum karşısında taşınmazın bu bölümünün öncesinde orman sayılan yerlerden olduğu, süreç içerisinde ormandan açılarak tarım alanına dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır. Çekişmeli yer 1966 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çalılık ve taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakılmıştır.
    Yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmazın dava tarihten geriye doğru 20 yıl ve daha öncesi para ve emek sarf edilmek suretiyle imar-ihya edilerek kültür arazisi haline getirildiğini, ekonomik amacına uygun olarak tasarruf edildiğini, ziraatçı uzman bilirkişinin taşınmaz bölümlerinin imar-ihyası yapılmış tarım ve kültür arazisi olarak tasarruf edilen yerlerden olduğunu bildirmeleri üzerine mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Az önce de açıklandığı üzere dava konusu taşınmaz bölümü taşlık ve çalılık niteliğiyle tespit dışı bırakılmıştır ve yöreye ait eski tarihli belgelerde de yeşil renkli orman alanında kalmaktadır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan bu tür yerler orman kadastrosunun yapıldığı tarihe kadar 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi uyarınca orman sayılır. Somut olayda dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 2005 yılında kesinleşen orman sınırlandırma harita ve tutanaklarına, uzman bilirkişi raporuna göre orman sayılmayan ve nitelik kaybı sebebiyle orman sınırları dışına çıkarılmayan yerlerden olduğu benimsenmek suretiyle davanın kabulü yoluna gidilmiştir. Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamalarına göre çalılık niteliğiyle tespit dışı bırakılan, eski tarihli belgelerde de orman olarak görünen bir yer orman sınırlandırmasının yapıldığı tarihe kadar 6831 sayılı Orman Kanununun 1.maddesi karşısında orman sayılır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre bir yerin imar ve ihya yoluyla kazanılabilmesi için orman sayılmayan yerlerden olması gerekir. Dava konusu taşınmaz bölümü 2005 yılına kadar orman sayıldığına göre böyle bir yerin imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirilmiş olması kimseye herhangi bir hak bahşetmez. Orman sınırlandırma işlemlerinin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar kazanma süresi ve koşulları da geçmemiş bulunduğuna göre bu yerlerin imar-ihya yoluyla kazanılması ve tapuya tescil edilmesi mümkün değildir. Aksinin kabulü halinde orman niteliğinde olan bir yerin imar ve ihya yoluyla kazanılması imkanı sağlanmış olur. Tapulama komisyonunca çalılık ve taşlık niteliğiyle tespit dışı bırakılan ve eski tarihli belgelerde ibreli orman alanında kalan ancak orman kadastro komisyonu çalışması sonucu kesinleşen tahdidin dışında bırakılan taşınmaz, orman tahdidinin kesinleşmesine kadar geçen sürede orman niteliğinde olduğundan bu süredeki zilyetliğe değer verilemez. Kaldı ki, çekişmeli taşınmaza bitişik olup aynı nitelikte bulunan, tapulama çalışmaları sırasında taşlık- çalılık olarak tapulama dışı bırakılan bir kısım yerlerin yörede yapılan orman kadastro çalışmalarında orman olarak sınırlandırılıp kesinleştiği de görülmektedir. Bu çalışma sırasında eylemli biçimde tarımda kullanılan bu tür yerlerin orman sınırları dışında bırakılmış oldukları anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle dosyanın hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişilere yeniden verilerek (A3) harfli yer içinde ibreli orman alanı görünümünde olan bölüm ile açık alanda kalan bölümünün belirlenmesi, infaza elverişli bir biçimde kroki düzenlettirilmesi, yeşil alanda kalan bölüm yönünden davanın reddi yolunda hüküm kurulması gereklidir. Değinilen yönlerin gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır "" denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davaya konu ve bilirkişi krokisinde (A4) ve (A5) harfleri ile gösterilen bölümler hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, (A1) ve (A2) harfli bölümlerine yönelik davanın feragat nedeniyle reddine, (A3) harfli bölüm yönünden davanın kısmen kabulüne; bilirkişi krokisinde (A3/1) harfi ile gösterilen 7882.26 m2"lik bölümün payları oranında davacılar adına; (A3/2) harfi ile gösterilen bölümün ise orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiş, bu kez dairenin 09/02/2012 gün ve 2011/13137 E - 2012/1598 K. sayılı kararı ile onanmıştır.
    Davacı vekili 16.09.2014 havale tarihli dilekçesinde özetle; karar kesinleştikten sonra, davacı adına A4/1 ile gösterilen 917,15 m2"lik mükerrer kısım 1181 nolu parselin dahilinde kaldığı ve ekdeki krokide (A5/1) harfi ile gösterilen 67,35 m2"lik mükerrer kısım 1181 nolu parselin dahilinde kaldığı için tescil yapılamadığı iddiasıyla kadastro müdürlüğünün düzeltme krokisine göre tavzih kararı verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece ""Mahkememizin 30/06/2009 tarih ve 2007/555 Esas - 2009/585 Karar sayılı kararında. "Fen bilirkişi raporunda ve sınırları belirlenen (A4) harfli olarak gösterilen bölüm 9.625,59 m2 miktarındaki bahçe niteliğindeki taşınmaz, Fen bilirkişi raporunda ve sınırları belirlenen (A5) harfi olarak gösterilen bölüm 2.305,45 m2 miktarındaki bahçe niteliğindeki taşınmazların, TMK"nın 713/1.maddesi gereğince nizasız ve fasılasız 20 yılı aşkın zilyet olduğu anlaşıldığından ..., ..., Murat ..., ... ve ... adlarına 1/5 oranında ayrı ayrı tapuya tesciline," olan hüküm kısmının 1. maddesinin 4. bendinin "Fen bilirkişi raporunda ve (A4) harfi olarak gösterilen ... mevkiinde bulunan Doğusu: Kadastro harici boşluk. Batısı: Yol ve yoldan sonra davacılara ait bahçe ve boşluk. Kuzeyi: İsmail ve Hüseyin Davutoğlu"na ait bahçe, Güneyi: ..."na ait taşınmaz ile çevrili 9.625,59 m2 miktarındaki bahçe niteliğindeki taşınmaz, kısmının fen kontrol memuru ..."nın dosyada mevcut 11/08/2014 tarihli krokili bilirkişi raporunda (A4) harfi ile gösterdiği 917,15 m2 dışında kalan kısım ve hüküm kısmının 1. maddesinin 5. Bendinde "Fen bilirkişi raporunda ve A5 olarak gösterilen ... mevkiinde bulunan Doğusu: Yol ve Yoldan sonra davacılara ait bahçe. Batısı: ..., Kuzeyi: İsmail ve Hüseyin Davutoğlu"na ait taşınmaz. Güneyi: ..."a ait taşınmaz ile çevrili 2.305,45 m2 miktarındaki bahçe niteliğindeki taşınmaz, kısmının fen kontrol memuru ..."nın dosyada mevcut 11/08/2014 tarihli krokili bilirkişi raporunda (A5) harfi ile gösterdiği 67,35 m2 dışında kalan kısımların, TMK"nın 713/1. maddesi gereğince nizasız ve fasılasız 20 yılı aşkın zilyet olduğu anlaşıldığından ..., ..., ..., ... ve ... adlarına 1/5 oranında ayrı ayrı tapuya tesciline," şeklinde tavzihine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 2005 yılında yapılıp 10/08/2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1966 yılında yapılmış ve 04/12/1967 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Davalı Hazinenin temyiz itirazları yönünden, mahkemenin tavzih kararı ile davacı gerçek kişiler adlarına tescil edilen taşınmazın mükerrer bölümleri taşınmazdan çıkartılarak taşınmazın gerçek kişiler adına tescil edilen yüzölçümünde eksilme meydana gelmiş olduğu ve bu şekilde hükmün infaza elverişli hale getirildiği anlaşılmıştır. Buna göre davalı Hazinenin temyizinde hukuki yararı bulunmamaktadır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz talebinin REDDİNE 15/01/2018 günü oy birliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi