20. Hukuk Dairesi 2017/400 E. , 2018/82 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 103 ada 1 parsel sayılı 1.881.405,69 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiştir.
Davacılar taşınmazın kendilerine miras bırakanlarından intikal ettiğini ve taşınmaz orman sayılan yerlerden olmadığını belirterek tespitin iptali ile 103 ada 1 parselin adlarına tespit ve tesciline karar verilmesini talep etmişler, mahkemece Niyazi ve ... tarafından açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacı ...’in davasının ise reddine karar verilmiş, hükmün temyizi üzerine Dairemizin 2012/14443-2013/3469 E.K. sayılı kararı ile; "...Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi, bir fen elemanı ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; çekişmeli taşınmaza komşu parsel tutanakları, davalı iseler dava dosyaları aslı dayanak tapu ve vergi kayıtları getirtilerek keşifte uygulanmalı, ziraatçı bilirkişiye taşınmazın hangi tarihte imar ve ihya edildiği, üzerinde dikili meyve ağaçlarının dikiliş tarihleri, kaç yıldır ziraat arazisi olarak kullanıldığı tespit ettirilmeli; mahalli bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin ne olduğu sorulup tespit edilmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır ” gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile fen bilirkişiler tarafından hazırlanan krokide 3 numara ile gösterilen 1009,73 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, 4 numara ile gösterilen 1447,32 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, 5 numara ile gösterilen 2531,59 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, 7 numara ile gösterilen 3581,25 m2 yüzölçümündeki taşınmazın adanın son parsel numarası verilmek suretiyle ayrı parsel numaraları ile ..., ..., ... adlarına tapuya kayıt ve tesciline, dava konusu 103 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan, fen bilirkişiler tarafından hazırlanan krokide 6 numara ile gösterilen 1280,20 m2 yüzölçümündeki taşınmaz için açılan davanın reddine, davacı ... tarafından 103 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan, fen bilirkişiler tarafından hazırlanan krokide 1 numara ile gösterilen 1649,32 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ile 2 numara ile gösterilen 896,42 m2 yüzölçümündeki taşınmaz için açılan davanın reddine, kalan 1.871.555,6 m2 taşınmazın 103 ada 1 parsel olarak tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş hüküm, davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır..
Ancak, kadastro hakimi düzenli sicil oluşturmak zorunda olmasına rağmen davacılar adına tapuya tesciline karar verilen fen bilirkişiler tarafından hazırlanan krokide 3, 4, 5 ve 7 numara ile gösterilen taşınmazların vasıflarının belirtilmemesi doğru değilse de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 1 nunaralı bendinde “son parsel numarası verilmek suretiyle ayrı parsel numaraları ile” ibaresinden sonra gelmek üzere “çay bahçesi vasfıyla” ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/01/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.