9. Hukuk Dairesi 2020/3507 E. , 2020/19988 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : .... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davacının davalı ...’ın ihale yolu ile hizmet satın aldığı alt işveren şirketler nezdinde 20.07.2009 tarihinden itibaren elektrik teknisyeni olarak çalıştığını,dava tarihinde de çalışmasını sürdürdüğünü,davacının 2015 Ocak ayında aylık net ücretinin 1.593,30 TL olduğunu,ihale şartnamelerinde yer almasına rağmen yol ve yemek yardımının yapılmadığını, her gün 16 saat çalışmasına ve hafta tatili kullanmamasına karşın karşılığı olan ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti,yıllık izin ücreti ile yol ve yemek yardımı alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, husumet, zamanaşımı ve yetki itirazında bulunmuş, davacının yol ve yemek ücretlerine dair sözleşmelerde hüküm bulunmadığını,işyerinde üçlü vardiya uygulanması nedeniyle fazla mesai yapılmadığını, davacının ücret bordrolarında ihtirazı kayıt olmaksızın imzalarının bulunduğunu,hafta tatili ve resmi tatil günlerinde çalışma olmadığını beyanla,davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacının dava tarihinde davalı işyerinde çalışmasına devam etmesi sebebiyle feshe bağlı alacak olan yıllık izin ücreti alacağı reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk derece mahkemesince hükme esas alınan raporda fazla mesai ücretinin 30.237,37 TL olarak hesaplanması,ıslahla zamanaşımına uğrayan kısım çıkartıldıktan sonra 21.914 TL fazla mesai alacağı kalması ve ıslahın da bu miktar üzerinden yapılmasına karşın İlk derece mahkemesince kısa karar kurulurken sehven 29.914 TL üzerinden kabul kararı verildiği, bu hususun gerekçeli kararda da belirtildiği 6100 sayılı HMK"nun 26. maddesine aykırı olarak talepten fazlaya hükmedilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden kısmen kabul yönünde karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı tarafından davaya karşı ileri sürülen zamanaşımı def’inin dikkate alınıp alınamayacağı uyuşmazlık konusudur.
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu, kanunda öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve kanuni bir engel bulunmamaktadır.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 7. maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447. maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı Kanun"un 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir.
Sözlü yargılama usulünün uygulandığı dönemde zamanaşımı def"i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Ancak 6100 sayılı Kanun’un yürürlükte olduğu dönemde 319. madde hükmü uyarınca savunmanın değiştirilmesi yasağı cevap dilekçesinin verilmesiyle başlayacağından, zamanaşımı defi cevap dilekçesi ile ileri sürülmelidir. 01.10.2011 tarihinden sonraki dönemde ilk oturuma kadar zamanaşımı definin ileri sürülmesi ve hatta ilk oturumda sözlü olarak bildirilmesi mümkün değildir.
Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 sayılı Kanun’un 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.
Dosya içeriğine göre; dava 30.03.2015 tarihinde açılmış, dava dilekçesi davalı tarafa 04.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafça 07.05.2015 tarihli HMK 127. maddeye göre cevap süresinin uzatılması talebine ilişkin dilekçesinde ve Mahkemece verilen ilave süre içerisinde ibraz edilen cevap dilekçesinde davaya karşı zamanaşımı definde bulunulmuştur. 30.03.2010 dava tarihine göre 30.03.2010 tarihi öncesi dava konusu ücret alacakları zamanaşımına uğramış olmasına karşın, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda hesaplamaların davacının çalışmaya başladığı 20.07.2009 tarihinden itibaren yapılması hatalı olup, davaya karşı ileri sürülen zamanaşımı defi dikkate alınarak davacının ücret alacaklarının yeniden hesap edilmesi için yazılı şekilde verilen karar bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine, karardan bir suretin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine 24.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.