14. Hukuk Dairesi 2012/7656 E. , 2012/11413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.12.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 02.10.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılar vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, maliki olduğu 38 parsel sayılı taşınmaza davalıların taşkın inşaat yapmak suretiyle elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini, binanın yıkılmasını ve şimdilik 1.000 TL ecrimisilin, 25.10.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile de, taşınmazın taşkın bölümünün bedeli 28.695 TL ile 6.493,90 TL ecrimisilin davalılardan dava tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte alınmasını istemiştir.
Davalılar, imar çapına uygun olarak 2003 yılında yapılan binanın maliki oldukları 33 parsel sayılı taşınmazda bulunduğunu, iyiniyetle yaptıkları binanın yıkımının fahiş zarar doğuracağını ve ecrimisil istenemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 28.695 TL taşınmaz bedeli ile 959 TL ecrimisil bedeli toplamı 29.654TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine; bilirkişi raporunda (C) ve (D) ile işaretli bölümlerin 38 sayılı parselden ifrazıyla 33 sayılı parselle tevhit edilerek davalılar adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil talepleriyle açılmış, ıslah dilekçesi ile tazminat istemine dönüştürülmüştür.
TMK’nun 724. maddesi gereğince; “Yapının değeri açıkça arazi değerinden fazlaysa, iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir.” Uygun bedel genellikle yapı için gerekli olan arsa miktarının dava tarihindeki gerçek değeri olarak kabul edilmekte ise de büyük bir taşınmazın bir kısmının devri gerektiğinde geri kalan kısmının bedelinde noksanlıklar meydana gelecekse, bunlar taşınmaza bağlı öteki zararlar da göz önünde bulundurularak hak ve yarar dengesi kurulması suretiyle hesaplattırılmalı, iptale konu zemin bedeli arsa sahibine ödenmek üzere depo ettirilmelidir. Ayrıca, taşkın kısmın ana taşınmazdan ayrılarak müstakil parsel oluşturacak şekilde veya ait olduğu taşınmazla birleştirilerek ifrazen tescilinin mümkün olup olmadığı da araştırılmalıdır.
Somut olayda, tapu kayıtlarından 255,84 m2 yüzölçümündeki 38 parsel sayılı taşınmazın arsa niteliği ile davacı adına, 622 m2 yüzölçümündeki 33 parsel sayılı taşınmazın da davalılar adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Hükme esas alınan 31.05.2011 tarihli fen bilirkişi raporundan 33 parsel sayılı taşınmazda bulunan binanın 38 parsel sayılı taşınmaza krokisinde (C) ile işaretli 49,88 m2 ve (D) ile işaretli 45,77 m2 bölümlerinin taşkın olduğu anlaşılmaktadır. 09.06.2011 günlü inşaat bilirkişi raporunda ise taşkın bölümlerin toplam değerinin 29.695 TL olduğu belirtilmiştir. Davacıya ait 38 parsel sayılı taşınmazdaki taşkın bölümlerin davalılara ait 33 parsel sayılı taşınmazla tevhidi suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, imar parseli olan taşınmazların taşkın bölümlerinin ana binanın bulunduğu taşınmazla birleştirilmesinin imar açısından uygun olup olmadığı ayrıca, davacının ifraz sonrasında taşınmazın kalan bölümlerini kullanıp kullanamayacağı imar müdürlüğünden sorulup araştırılmamıştır.
Bu nedenle, 38 sayılı parselin maliki davacı taşkın inşaat yapılması nedeniyle bu parseli malzeme sahibine bedeli karşılığında devredilmesini talep ettiğine göre, TMK"nın 724. maddesi hükmü uyarınca işlem yapılması gerekirken parselin ifrazı suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 900TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 09.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.