Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/5901
Karar No: 2020/1990

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/5901 Esas 2020/1990 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, dava dilekçesi ile birlikte İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, Kirazlı 2522 ada 39 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesini talep etti. Davalılardan bir kısmı davanın reddini istedi. İlk kararda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildi ancak Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı sonrasında yeniden yapılan yargılama sonucunda taşınmazın onaylı projesinin ve diğer belgelerinin tamamlanması gerektiği vurgulandı. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 10. maddesi gereğince ortak maliklerden birinin taksim yapılmasını istemesi durumunda mülkiyetin kat mülkiyetine çevrilmesine ve payların denkleştirilmesine karar verilirken, 12. maddede belirtilen diğer belgelerin de tamamlanması gerekmektedir. Ayrıca, somut olayda yapılan incelemede, yapının imara uygun olduğu ancak diğer koşulların varlığı araştırılmadığı belirtildi. Kanun maddeleri ise sırasıyla şu şekildedir: Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 10. ve 12. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. (1086 sayılı HUMK 388. ve 389. maddeleri).
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2019/5901 E.  ,  2020/1990 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı dava dilekçesi ile birlikte, ... ili, ... ilçesi, ... adresinde bulunan ve tapuda ... ili, ... ilçesi, ... 192 ada 39 parsel sayılı taşınmazda davalılarla birlikte malik olduklarını, anlaşma yoluyla aynen taksim veya satışı mümkün olmadığını, ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle dava konusu taşınmazda aynen taksimin mümkün olduğunu bu nedenle davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, karar davacı ile davalılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 10/07/2012 gün 2012/7673 – 2012/9063 E.K. sayılı ilamı bozulmasına karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. (1086 sayılı HUMK 388. ve 389. maddeleri) maddesine göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu hükmün, Kanuna infazda duraksamaya meydan verilmemesi amacıyla konulduğu gözetilerek, paylaştırmanın hissedarlar arasında ne oranda yapılacağı hüküm fıkrasında açıkça belirtilmeden ve infazda duraksamaya yol açacak şekilde bilirkişi raporuna atıf yoluyla hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, Kirazlı 2522 ada 39 parsel sayılı arsa ile üzerinde bulunan binanın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine, satış bedelinin tapu kaydındaki hisseleri oranında (Davalılar ..., ..., ..., ... 19/125"er hisse, ... 9/125 hisse, davacı ... 40/125 hisse) taraflara tevzine karar verilmiş, karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesinin son fıkrası hükmüne göre kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında, ortak maliklerden birinin yargılamanın (temyiz aşaması dahil) herhangi bir aşamasında paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması (taksim) yoluyla yapılmasını istemesi durumunda, hakim, 12. maddedeki belgeleri de tamamlattırıp taşınmaz mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar vermelidir.
    Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerine uygun olarak, üzerinde kat mülkiyetine elverişli yapı bulunan ortak taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilmesi için, üzerindeki yapının mimari projesine uygun biçimde tamamlanmış ya da projesi olmamakla birlikte fiili durumuna göre çizdirilmiş imara
    ve fenne uygunluğu ilgili makamca onaylanmış projesinin olması, bağımsız bölümlerinin başlı başına kullanmaya elverişli bulunması (M.1), yapının tümünün kargir olması (M.50/2) ve her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşmesi, ayrıca 12. maddede yazılı belgelerin (belediyeden onaylı proje ve yapı kullanma belgesi ile bağımsız bölümler listesi ve yönetim planı) tamamlattırılması gerekmektedir. Bu koşulların gerçekleşmesi durumunda anılan Kanunun 10. maddesinin son fıkrası hükmünce taşınmazda kat mülkiyetine geçilebilecek ve açılan davada ortaklığın bu yolda giderilmesine karar verilebilecektir.
    Dosyada toplanan belge ve bilgilere, özellikle bilirkişi raporu içeriğine göre dava konusu taşınmazın 192 ada 39 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 6 bağımsız bölümlü yapı mevcut olup, betonarme karkas niteliktedir ve bu taşınmaz tapuda davacı ve davalılar adına kayıtlı ve toplam paydaş sayısı 6’dır. Paydaş ve bağımsız bölümlerin sayısı itibariyle her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düştüğü, taşınmaz üzerindeki yapının Kat Mülkiyeti Kanununun 50/2. maddesi hükmüne uygun nitelikte olduğu anlaşılmaktadır. Ancak yukarıda açıklanan diğer koşulların varlığı araştırılmamıştır.
    Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarında, tamamlanmış yapının fiili durumu ile onaylı projesi arasında aykırılıklarının bulunması ya da yapının imara uygun ancak projesiz inşa edilmiş olması veya bir kısım bağımsız bölümlerin başlı başına kullanılmaya elverişli halde bulunmaması gibi kat mülkiyeti kurulmasına engel oluşturan eksikliklerin mevcut olduğu durumlarda hemen kat mülkiyeti kurulamayacağı sonucuna varılmayarak bu eksikliklerin giderilip yasal koşullara uygun hale getirilmesi mümkün ise bunun isteyen tarafa tamamlattırılması yoluna gidilmesi gerektiği kabul edilmektedir.
    Bu bakımdan somut olayda da mahkemece öncelikle davaya konu taşınmaz üzerindeki yapının onaylı projesinin ve sonradan değişiklik yapılmış ise buna ilişkin tadilat projesinin olup olmadığının taraflara ve ilgili belediyeye sorulup etraflıca araştırılması, proje mevcut değil ise veya onaylı projeye aykırılıkların saptanması halinde ilgili belediyeden alınacak ön bilgiye göre yapının mevcut haliyle imar mevzuatına ve bulunduğu yerin imar durumu ile fenne aykırılık oluşturmadığı veya imara ya da projeye aykırılıklar giderildiği takdirde onay verilebileceğinin saptanması halinde, öncelikle aykırılıkların giderilmesi, eksiklerin tamamlatılması daha sonra yapının fiili durumunu yansıtan projenin hazırlattırılıp, ilgili İmar Müdürlüğünün onayının ve buna bağlı olarak oturma izin belgesinin alınması, ayrıca Kat Mülkiyeti Kanununun 12. maddesinde sayılan diğer belgelerin tamamlattırılması için kat mülkiyetine geçiş suretiyle ortaklığın giderilmesini isteyen tarafa yetki ve yeterli süre verilmesi, bu hususlar eksiksiz yerine getirildiği takdirde de; dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıda her bir bağımsız bölümün (konumu, yüzölçümü, kullanım amacı ve eklentileri yerinde incelenip irdelenerek) değeri ve bu değere göre özgülenecek arsa payı uzman bilirkişi aracılığıyla saptanıp varsa fiili taksime göre, taksim yoksa çekilecek kur"a ile önce her bir paydaşa birer bağımsız bölüm özgülendikten sonra arta kalan bağımsız bölümün pay oranları da gözetilmek suretiyle yine kur"a ile paydaşlara özgülenerek, gerekiyorsa bedel farkı nedeni ile ödenecek ivaz da belirlenmek suretiyle payların denkleştirilmesi, malikleri gösteren liste ve yönetim planı gibi belgeleri paydaşların (tanınan süreye rağmen) imzalamaktan kaçınması halinde bunların imzalanmış sayılması suretiyle tahkikatın ikmal edilmesinden sonra kat mülkiyetine geçiş yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekir.
    Yukarıda açıklanan hususların gereği yerine getirilmeden yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/06/2020 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi