23. Hukuk Dairesi 2016/5661 E. , 2019/3740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı kooperatif yönünden kabulüne, davalı ... Belediyesi yönünden usulden reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkiline davaya konu bağımsız bölümün tahsis edilmesine ve müvekkil tarafından tüm akçeli yükümlülükler yerine getirilmesine rağmen söz konusu taşınmazın müvekkili adına tapuya tescil edilmediği gibi davalı belediyeye olan borcundan dolayı üzerinde hacizler bulunduğunu ileri sürerek anılan taşınmazın davalı kooperatif adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline ve tapu kaydındaki davalı belediyece tesis olunan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif, davalının 08.05.2006 yılında yapılan genel kurulda alınan 5.000,00 TL aidat ödenmesi yükümlülüğü yerine getirmediğini, davalı ... tarafından konan idare para cezasının kendilerine tebliğ edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, öncelikle yargı yolu ve husumet itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının kooperatife karşı üyelikten kaynaklanan tüm akçeli yükümlülükleri yerine getirdiği ve kooperatif tarafından kendisine tahsis olunan bağımsız bölümün tapu kaydının davacı adına devri gerekmesine rağmen davalı kooperatifin bunu gerçekleştirmediği, dava konusu taşınmazın tapu kaydına davalı ... tarafından işlenen haciz şerhinin kaldırılması talep ve dava edilmişse de söz konusu işlemin idari işlem niteliğinde bulunduğu ve idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle davalı kooperatif aleyhine açılan davanın kabulüne; davalı ... aleyhine açılan davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Talep tapu iptali tescil ve taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına ilişkindir.
Tapu kayıtlarındaki haciz şerhinin terkinine ilişkin davalarda haczi koyan idare ile borçlu arasındaki hukuki ilişki incelenmeyecek haczin kaldırılmasını isteyen ile borçlu arasındaki ilişki üzerinde durulacaktır. Bu nedenle bu davalar, ayni hak lehdarının kişiliğine bakılmaksızın adli yargıda görülüp sonuçlandırılması gerekir. Haciz belediye tarafından tahakkuk ettirilen cezanın ödenmemesi nedeniyle konmuş olup; talep, verilen cezanın haklı olup olmadığı ile ilgili olmayıp bu ceza nedeniyle konulan haczin kaldırılmasıdır. Bu nedenle davaya bakma görevinin adli yargıya ait olduğuna göre, belediye başkanlığı aleyhine açılan davanın esasına girilerek sonuca gidilmesi gerekirken, davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.09.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Kooperatif üyesi olan davacı, kooperatife olan tüm edimlerini yerine getirdiğini belirterek, hacizlerden arınmış olarak tapu iptali ve tescile karar verilmesini talep etmiştir.Yerel mahkeme tapu iptal ve tescil talebini kabul etmiş, bağımsız bölüm üzerindeki haczin, belediye tarafından konulduğunu, mevcut haczin kaldırılması görevinin idari yargıya ait olduğunu belirterek, davalı ... açısından açılan davanın yargı yolu nedeniyle usulden reddine karar vermiştir. Kararın temyizi üzerine Dairemizin Sayın çoğunluğu, tapudaki haciz şerhinin terkini taleplerinin adli yargıda görülmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. Bozma gerekçesinde, tahakkuk ettirilen cezanın ödenmemesi nedeniyle haciz konulduğunu, konulan haczin kaldırılmasında verilen cezanın haklı olup olmaması değerlendirilmediğinden idari yargının görevli olmayacağı belirtilmiştir.
Türk hukuk sisteminde, alacakların tahsili 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile düzenlenmiştir. İcra ve İflas Kanunu"na göre konulan bir haczin kaldırılmasının adli yargının görev alanına gireceğinde tereddüt yoktur. Kamu alacaklarının tahsili İcra ve İflas Kanunu"na göre değil, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanununa göre yapılır. Kurumların özel kanunlarında düzenlenen tahsil dairelerinin her biri idari makamdır ve kamu alacağının tahsili için yaptıkları tek taraflı her işlem idari işlemdir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesinde “İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davalarının” idari yargının görev alanına girdiği belirtilmiştir.
Belediye alacakları 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Belediyenin tahsil dairesi, 6183 sayılı Kanun"a göre takip başlatır. Takip kesinleştikten sonra 6183 sayılı Kanun"un 62. maddesine göre haciz uygular. Kamu alacakları için yapılan takip ve haciz işlemlerinin her biri “İdari işlem”dir. İdari işlem olduğu için idari işlemin türüne göre vergi veya idare mahkemesinde bu işlemlerin iptali davası açılmalıdır. İdarenin koyduğu haczin kaldırılabilmesi için, yapılan takip veya haczin Kanuna aykırı ve/veya usulsüz olduğunun tespiti gerekir. Bir idari işlemin kanuna aykırı veya usulsüz olduğunu ancak idari yargı takdir ve tespit edebilir. Dairemizin Sayın çoğunluğunun “İdari karar ve işlem” olgusunu göz ardı ederek, kanunen geçerli bir kamu haczinin adli yargı yerinde kaldırılabileceğine dair görüşe iştirak etmediğimden yerel mahkeme kararının onanması gerekirken bozulması yönünde oluşan çoğunluk kararına muhalifim.