Tehdit suçundan sanık N. S."un 5237 sayılı TCK"nun 106/1, 29 ve 53. maddeleri uyarınca 5 ay 18 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve “şartları oluşmadığından sanık hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” ilişkin, Elmalı Asliye Ceza Mahkemesince verilen 21.01.2008 gün ve 349-3 sayılı hükmün katılanlar, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 27.06.2012 gün ve 8914-27319 sayı ile;
“...İddianamede her ne kadar sanık hakkında görevli memura direnme suçundan dolayı TCK"nin 265/2. maddesi gereğince cezalandırılması için kamu davası açılmış ise de; mahkemece bu suç yönünden gerekçede tartışıldığı ancak herhangi hüküm kurulmadığı anlaşılmakla bu suç yönünden temyiz incelemesi yapılmamıştır.
1) Antalya Baro Başkanlığı"nın temyizinin incelenmesinde;
Dava konusu suçların mağduru veya doğrudan zarar göreni olmadığından Antalya Baro Başkanlığı"nın hükmü temyiz etmeye yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nun 317. maddesi uyarınca reddine,
2) Sanık, Sanık müdafii ve katılanın temyizleri yönünden hükmün incelenmesinde;
Katılanın ve tanıkların beyanlarında sanığın katılana yönelik olarak "senin yanına bırakmam seni öldüreceğim" diyerek mahkemece uygulanan TCK"nun 106/1. maddesinin ilk cümlesindeki suçu işlediği anlaşılmakla, tebliğnamadeki bu husus yönünden bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, Ancak;
Dosya kapsamındaki sanığın adli sicil kaydına göre Finike Asliye Ceza Mahkemesince 04.07.2003 tarihinde verilen 2000/92-2003/406 sayılı hükmün 22.05.2004 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla; sanık hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanmaması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 29.08.2012 gün ve 169132 sayı ile;
“Mahkemenin 08.02.2007 tarihli ilk duruşmasında sabıka kaydı sanığın yüzüne karşı okunmuş ve sanık tarafından kabul edilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.05.2012 gün ve 2012/153-179 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında TCK’nun 58. maddesinin uygulanabilmesi için ek savunma hakkı tanınmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle sanık hakkında tehdit suçundan kurulan hükmün bozulmasına ilişkin kararın kaldırılmasının istenilmesi gerekmiştir.
Sonuç ve istem : Yukarıda açıklanan gerekçelerle Yüksek Dairenizin 27.06.2012 gün ve 2010/8914-2012/27319 sayılı ilamının yeniden incelenerek sanık hakkında tehdit suçundan verilen hükmün bozulmasına ilişkin kararın kaldırılarak, söz konusu kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmesi ” isteminde bulunmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 3. Ceza Dairesince 03.10.2012 gün ve 28793-32862 sayı ile, itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazda açıkça sınırlandırmış olması nedeniyle inceleme tehdit suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılmıştır.
Sanığın tehdit suçundan 5 ay 18 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve şartlarının oluşmadığından bahisle TCK"nun 58. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilen somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca itiraza konu edilen husus; sanık hakkında iddianamede uygulanması talep edilmeyen TCK’nun 58. maddesinin uygulanması için ayrıca CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesi gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de, öncelikle itirazın, itiraz edilen Özel Daire kararıyla uyumlu olup olmadığı değerlendirilmelidir
İncelenen dosya içeriğinden;
Elmalı C.Başsavcılığınca düzenlenen 29.11.2006 tarihli iddianamede sanık hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanmasının talep edildiği, 08.02.2007 tarihinde yapılan celsede sanığa sabıka kaydı okunarak diyeceklerinin de sorulduğu, yerel mahkemece “Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 12.2.2007 tarih ve 2005/13073 esas, 2007/1392 karar sayılı kararı (suç tarihinde yürürlükte bulunmayan 01.06.2005 tarihinden önce işlenen geçmiş hükümlülüklerinden dolayı sanık aleyhine sonuç doğuran 5237 sayılı TCK"nun 58 ve 5275 sayılı Yasanın 108. maddeleri gereğince sanık cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilemeyeceğinin düşünülmemesi..) dikkate alınarak sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanmamıştır” gerekçesiyle şartlarının oluşmadığı belirtilerek TCK"nun 58. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği,
Katılan, sanık ve müdafiinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire tarafından ise, kasten yaralama, hakaret ve tehdit suçlarından kurulan hükümlerin sanık hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanmasına karar verilmemesi isabetsizliğinden bozulduğu,
Yargıtay C.Başsavcılığınca ise, tehdit suçuyla sınırlı olarak ve “sanık hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanması için CMK"nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmesine gerek bulunmamaktadır” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurularak, yerel mahkeme hükmünün "düzeltilerek onanmasının" talep edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Görüldüğü gibi, Yargıtay C.Başsavcılığınca, itiraz konusu yapılan hususun Özel Daire ilamı ve yerel mahkeme kararıyla ilgisi bulunmamaktadır.
Bu itibarla, itirazın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2-Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.06.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi