(Kapatılan) 7. Hukuk Dairesi 2016/18545 E. , 2016/21871 K.
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davalılar
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Belediye"nin kariyer merkezinde 2012 yılından itibaren iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar belirsiz süreli iş sözleşmesi ile kayden değişik işverenlerin işçisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin 16.07.2014 tarihinde diğer birçok işçi ile birlikte davalı şirketin fesih bildirimi yazısıyla feshedildiğini, fesih sebebinin açık ve kesin şekilde belirtilmediğini, fesihte son çare olma ilkesine uyulmadığını ve feshin geçerli nedeni bulunmadığını fesih bildiriminde iş eksilişinin gerekçe gösterildiğini, oysa Antalya Büyükşehir Belediyesi sınırlarının genişletildiğini, Belediye"nin görev ve sorumlulukları artırılmış olup iş eksilişi gerekçesinin dayanaksız olduğunu, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, alt işverenler değişmesine rağmen davacının, davalı Belediyede aynı işi yapmaya devam ettiğini, davacının Belediye bürokrasisinin emir ve talimatı altında davalı Belediye"ye hizmet ürettiğini, işe alma ve çıkarmalarda Belediye"nin karar verdiğini beyanla feshin geçersizliğine, davacının davalı Belediye"ye işe iadesine, mali sonuçlardan ise davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmesini istemiştir.
Davalı Belediye vekili, davacının Belediye personeli olmadığını, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkilinin davacı ile ilgili bir işlem yapmadığını, 4735 sayılı yasanın 24. maddesi ve hizmet alımı sözleşmesinin 29. maddesi gereği yüklenici firmayla iş eksilişine gidildiğini, ayrıca davacının diğer davalı ile olan iş sözleşmesinin belirli süreli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Şirket vekili, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davalı Şirket ve Belediye arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin olduğu, davacının 2012 tarihinden beri asıl işveren olan Antalya Büyükşehir Belediyesinde farklı alt işverenler bünyesinde çalıştığı, davalı işverenin iş eksilişi nedeniyle davacının iş akdine son verildiğinin iddia edildiğini ancak, davalı işverenlerin, davacının neden istihdam fazlası olduğunu ve iş eksilişini tutarlı bir şekilde uyguladığını, feshin kaçınılmaz olduğunu ve iş eksiltmeye gidilirken davacı işçinin neden tercih edildiğini, bunun hakkaniyete uygun olduğunu, feshin son çare olması ilkesine uyulduğunu ispatlayamadıkları, ayrıca işe alım olduğu, davacının iş akdinin haklı ve geçerli bir neden olmadan feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalı şirkete işe iadesine, mali sonuçlardan ise davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmiştir.
Öncelikle; toplanan deliller ve fesih sebebine göre işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığına dair mahkemenin tespiti isabetli olup davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, mahkemece muvazaa hususu tartışılmamıştır.
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı biçimde kurulması halinde işçi gerçek işveren işyerine iade edilmeli, ancak işçinin iş akdinin geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacaklarından (boşta geçen en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ile birlikte işçinin süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat) muvazaalı işlemin tarafı olan gerçek veya tüzel kişi, gerçek işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalıdır.
Dosya kapsamından; davacının 30.10.2012-05.08.2014 tarihleri arasında davalı Belediye"de değişen alt işverenler nezdinde en son davalı Şirket nezdinde, davalı Belediye"nin idari işlerinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Davalı Şirketten yapılan son hizmet alımı “2014 yılı 11 aylık tam ve kısmi zamanlı personel hizmet alımı” başlıklı olup hizmet alımının konusu ise, “Antalya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı ve bağlı müdürlüklerin hizmet alanlarında personel çalıştırılmasına yönelik hizmet alım işi” dir. Öte yandan, iş eksilişi sonucu işten çıkarılacaklara da davalı Belediyenin karar verdiği görülmektedir. Bu bağlamda davalı Belediye, davalı şirkete gönderdiği iş eksilişi yazısı ekinde, hangi birimlerde kaç kişi eksilişe gidileceğine dair bir tablo ile 25 kişilik ad-soyadları ve çalıştığı birimleri gösterilen bir de çalışan listesi göndermiştir. Davalı şirket tarafından da bu nedenle bu işçilerin SGK çıkışları yapılmıştır.
Buna göre, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesi, davacı ile alt işverenler arasında yapılan hizmet akitleri, davalıların savunmaları, feshe davalı Belediye"nin karar vermiş olması hususu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davalılar arasındaki sözleşmenin muvazaalı olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayandığı anlaşılmakla davacının gerçek işveren davalı Belediye işyerine iadesi gerekmektedir.
Ayrıca muvazaalı bir hukuki muamele ile üçüncü kişinin ızrar edilmesi ona karşı bir haksız eylem niteliğindedir. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle hakları halele uğratıldığı takdirde haksız fiil sorumluluğuna dayanarak muvazaalı hukuki işlemi yapan taraftan zararının tazminini isteyebilir. Haksız fiil işleyen kimse uygun illiyet bağı çevresine giren bütün zararlardan sorumludur. Ayrıca muvazaa sebebiyle akdin hükümsüzlüğünün ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması sayılan hallerde muvazaa ileri sürülemez.
Somut olayda iyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin MK."nun 2.maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalı Şirketin, davacının iş akdinin geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacağından davalı Belediye ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilmelidir. (HGK."nun 03.12.2008 T. 2008/9-704 E, 2008/730 K. sayılı kararı)
Bu hukuki olgu karşısında, davalılar arasında muvazaa bulunması nedeniyle, davacının asıl işveren davalı Belediye"ye iadesine, maddi sorumluluk açısından ise davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerekmektedir. Davacının ve şirketin bu yöne ilişkin temyiz itirazları Dairemizce yerinde görülmüştür.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davalı ... Belediye Başkanlığı tarafından yapılan feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının adı geçen işverende İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı ... Belediye Başkanlığınca süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalılarca müştereken ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için Antalya Belediye Başkanlığına süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5-Davacı tarafından peşin yatırılan 25,20 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,00 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 153.20 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"ne göre belirlenen 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine
8-Artan gider avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacı ve davalı şirkete iadesine, davalı Belediyeden temyiz harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 28.12.2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.