17. Hukuk Dairesi 2016/5422 E. , 2019/587 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı ... şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında sigortalı bulunan aracın sebep olduğu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası sonucunda davacının yaralanarak sakat kaldığını, davalı ... şirketine yapılan başvuru sonucunda müvekkiline maluliyet nedeniyle eksik ödeme yapıldığını, ancak bakıcı ve SGK tarafından karşılanması mümkün olmayan tedavi gideri konusunda ödeme yapılmadığını belirterek cismani zarar nedeniyle oluşacak maddi tazminat nedeniyle, geçici ve sürekli maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının, bakıcı giderinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6100 sayılı Yasa"nın 107.maddesine göre belirlenecek maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin sorumluluğunun davacıya 26.03.2013 tarihinde yapılan 20.833 TL ödeme ile sona erdiğini belirterek neticede davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının yaralanması ile özürlü sağlık kurulu raporu arasında illiyet bağı bulunmadığından davanın reddine, dair karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, dava dilekçesinde, yaralandığını ve malul kaldığını belirterek, geçici ve sürekli işgöremezlik nedeniyle zararı yanında bakıcı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri de bulunduğunu belirterek tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece davacının geçici işgöremezlik, bakıcı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri talepleri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir.
Dosyanın incelenmesinde, davacının, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 01.02.2013 tarihli özürlü sağlık kurulu raporunda davacının işitme kaybından da bahsedilerek %12 oranında sürekli özürlü olduğu tespit edilmiş; mahkemece ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 18.02.2015 tarihli raporunda da 29.12.2014 tarihli muayenede sol kulakta işitme kaybı tespit edildiği, ancak Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Başkanlığının 10.02.2015 tarihli raporuna göre davacıda sürekli işgöremezlik halinin bulunmadığı, geçici işgöremezlik süresinin 7 gün olduğu belirtilmiştir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen TBK"nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkosu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda; hükme esas alınan ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 18.02.2015 tarihli raporunda maluliyet oranının tespitinde Yönetmelik
hükümlerinin dikkate alınıp alınmadığı anlaşılamamakta olup davacı tarafça sunulan ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 01.02.2013 tarihli raporuyla da çelişki oluşturmaktadır. Bu durumda mahkemece, öncelikle sigorta şirketinden hasar dosyası getirtilerek dosya arasına alındıktan sonra davacının maluliyet oranı ve geçici işgöremezlik süresi ile geçici işgöremezlik süresinde %100 malul sayılıp sayılmayacağının tespiti, geçici ve sürekli işgöremezlik döneminde davacının bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi(tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) konusunda Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine uygun, çelişkileri gideri, denetime elverişli rapor alınması, alınacak rapora göre davacının geçici ve sürekli işgöremezlik talepleri hakkında aktüer bilirkişiden, bakıcı ve SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri konusundaki talepleri hakkında davacının tedavi süresi de gözetilerek uzman doktor bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 23/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.