19. Ceza Dairesi 2019/34953 E. , 2020/1373 K.
"İçtihat Metni"
Sanık ... hakkında firar suçundan 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Korgan Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2018 tarihli ve 2017/187 Esas, 2018/239 Karar sayılı kararı, firar suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Korgan Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2017/157 Esas, 2018/259 Karar sayılı kararı ve firar suçundan 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Korgan Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2018 tarihli ve 2017/189 Esas, 2018/242 Karar sayılı kararları aleyhine Adalet Bakanlığının 19/11/2019 gün ve 94660652-105-52-5156-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 02/12/2019 gün ve 2019/117802 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
“Firar suçundan sanık ...’ın 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66/1-b, 73 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Korgan Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2018 tarihli ve 2017/187 Esas, 2018/239 Karar sayılı kararını, firar suçundan sanık ...’ın 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66/1-b ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Korgan Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2017/157 Esas, 2018/259 Karar sayılı kararını, firar suçundan sanık ...’ın 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66/1-b, 73 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Korgan Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2018 tarihli ve 2017/189 Esas, 2018/242 Karar sayılı kararını kapsayan dosyalar incelendi.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 Esas, 2018/151 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede,
Dosya kapsamlarına göre; 23/08/2017, 29/08/2017 ve 29/09/2017 tarihleri arasında temadi eden firar suçları nedeniyle sanık hakkında açılan kamu davalarında müsnet suçlardan ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun ""Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır."" şeklindeki 43/1. maddesi nazara alındığında; 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 66/1. maddesinin a ve b fıkralarında düzenlenen hükümlerin, bir suç işleme kararı çerçevesinde ihlâl edilmesinde zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde her fiil için ayrı ceza tayin edilmesinde isabet görülmediği” belirtilerek 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Askerî Yargıtay’ın yerleşik içtihatları ile de ortaya konulduğu üzere, sanığa isnat olunan firar ve izin tecavüzü gibi süreklilik gösteren (mütemadi) suçlarda, failin yakalanması, Birliğine dönmesi veya bu amaçla resmî mercilere müracaat etmesi hâllerinde suç tamamlanmakta, bundan sonraki kaçma eylemleri ayrı bir suçu oluşturmaktadır. Ancak, katılma veya resmî mercilere müracaat hâllerinde suçun tamamlandığının kabulü için, failin eylemini sonlandırmak iradesiyle hareket etmiş olması gerekmekte, bir başka vesileyle bu eylemlerin yapılmış olmasının, devam etmekte olan suçu sonlandırmayacağı kabul edilmektedir.
Somut uyuşmazlıklarda; sanığın 18/08/2017 tarihinde aldığı 5 günlük istirahat raporu sonunda, kendisine tanınması gerekli olan iki günlük dönüş yol süresi dikkate alındığında en geç 24/08/2017 günü saat 24.00’e kadar Birliğine katılması gerekirken, 01/09/2017 günü kendiliğinden Birliğine katıldığı, bir süre askerlik hizmetine devam ettikten sonra 23/09/2017 günü çıktığı çarşı izninden aynı gün saat 17.00’ye kadar dönmesi gerekirken dönmeyerek firar ettiği, 05/10/2017 günü kendiliğinden birliğine katıldığı, akabinde aynı gün rahatsızlığı nedeniyle sevk edildiği Korgan Devlet Hastanesinde yapılan muayenesini müteakip 10 gün istirahat verildiği, istirahatini geçirmek üzere sıhhi izne gönderilen sanığın sıhhi izin bitiminde kendisine tanınması gerekli olan iki günlük dönüş yol süresi dikkate alındığında en geç 16/10/2017 günü saat 24.00’e kadar Birliğine katılması gerekirken, 07/11/2017 günü kendiliğinden Birliğine katıldığı dikkate alındığında, sanığın 01/09/2017 günü kendiliğinden birliğine katılması ile izin tecavüzü suçunun temadisinin sona erdiği ve suçun tamamlandığı, tekrar kaçması ile firar suçunun oluştuğu ve bu eyleminin temadisinin de 05/10/2017 günü kendiliğinden birliğine katılması ile sona erdiği ve suçun tamamlandığı, akabinde istirahat raporu sonunda birliğine katılmamak suretiyle 17/10/2017 gününden itibaren izin tecavüzü durumuna düşen sanığın eyleminin 07/11/2017 günü kendiliğinden birliğine katılması ile tamamlandığı ve temadinin bu tarihte sona erdiği, aksi düşüncenin kabulü halinde her yakalanma veya kendiliğinden teslim olmada, yeniden firar eden ve/veya izin tecavüzünde bulunan sanıkların eylemlerinin tek firar ve/veya izin tecavüzü suçunu oluşturacağı ve eylemin sona ermeyeceği düşüncesinin oluşacağı, bunun da Kanun"un amacına ve yerleşik uygulamaya aykırı olacağı, dolayısıyla sanık hakkında TCK"nin 43. maddesinin uygulanma şartlarının oluşmadığı anlaşılmakta ise de; kanun yararına bozma istemine konu edilen Korgan Asliye Ceza Mahkemesinin 16/10/2018 tarihli ve 2017/157 Esas, 2018/259 Karar sayılı, 02/10/2018 tarihli ve 2017/187 Esas, 2018/239 Karar sayılı kararı ile 02/10/2018 tarihli ve 2017/189 Esas, 2018/242 Karar sayılı ilamlarının firar eylemi nedeniyle verilen ve itiraz edilmemek suretiyle kesinleşen 10 ay ve iki ayrı 5 ay hapis cezasına havi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların olduğu, bu kararların itiraza tabi olup, CMK"nin 231/8. maddesi gereğince beş yıl denetim süresinin olduğu, CMK"nin 231/10. maddesine göre denetim süresi içinde yeni bir suç işlemeyen sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verileceği, aynı Kanunun 231/11. maddesine göre ise denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemece açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanacağı, Ceza Genel Kurulunun 17/01/2017 gün ve 2013/5-438; 2017/16 sayılı Kararında da işaret edildiği üzere, açıklanması geri bırakılan hükmün ileride açıklanarak hukuken varlık kazanması halinde, davaya konu eylemler arasında zincirleme suç hükümleri bakımından mahkemece değerlendirme yapılabileceği anlaşıldığından, CMK"nin 309. maddesi uyarınca yerinde görülmeyen istemin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİNE, 12/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.