9. Hukuk Dairesi 2012/28255 E. , 2013/6462 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı şirkette çalışmakta iken, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini beyan ederek işe iadesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının iddialarının yersiz olduğunu, davacının yazılı olarak istifa etmek suretiyle iş sözleşmesini sona erdirdiğini, kendi iradesiyle yazılı olarak istifa eden davacının işe iadesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davacının iş sözleşmesinin geçersiz feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Eylemli fesih halinde dava açma süresi, eylemli feshin yapıldığı tarihten itibaren işler. Fesih bildirimine karşı idari itiraz yolu öngören personel yönetmeliği ya da sözleşme hükümleri, dava açma süresini kesmeyeceği gibi, işçinin bu süre içinde hastalığı nedeni ile rapor alması da bu süreyi durdurmayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (15.09.2008 gün ve 2008/1860 Esas, 2008/23531 Karar sayılı ilamımız).
İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde hangi tarihte işten çıkarıldığını belirtmediği, sigorta kaydında ise 10.04.2010 tarihinde çıkış yapıldığının göründüğü, davanın ise 14.05.2010 tarihinde açıldığı, davacının davalı şirket yetkilisi hakkında yaptığı suç duyurusunda verdiği ifadede işten 12.04.2010 tarihinde çıkarıldığını, işten çıkarıldığının 19.04.2010 tarihinde sözlü olarak bildirildiğini belirten net olmayan çelişkili beyanda bulunduğu görülmektedir.
Davalı davacının iş sözleşmesinin feshedilmediğini, istifa ettiğini belirterek davacıya ait olduğunu ileri sürdüğü dilekçeyi sunduğu, davacı asil son celse işten ayrılma yazısı ve altındaki imzanın kendisine ait olduğunu belirttiği, ancak söz konusu dilekçede bir tarih bulunmadığı görülmektedir.
Davalı tarafından sunulan işçilerin toplu olarak imzaladığı liste halindeki Nisan 2010 bordrosunda ve davacının tek işçi olarak imzaladığı görünen Nisan 2010 bordrosunda işten çıkış tarihi olarak 10.04.2010 tarihinin göründüğü, yine davalı tarafından sunulan ihbar tazminatı bordrosunda işten çıkış tarihinin 10.04.2010 tarihi olarak göründüğü, yargılama sırasında son celse davalı asile bordroların gösterildiği ancak davacının yalnızca 2009 yılı Ağustos ayı bordrosundaki imzanın kendisine ait olduğunu diğerlerinin kendisine ait olmadığını belirttiği, davanın öncelikle hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının değerlendirilmesi gerektiği, davacının imzaladığı görünen Nisan 2010 bordroları ile, ihbar tazminatı bordrosundaki imzaların davacıya ait olup olmadığı araştırılıp bu konuda imza incelemesi yapıldıktan sonra davanın süresinde açılıp açılmadığı değerlendirilip esas yönünde bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla hüküm kurulması bozma sebebidir.
2- Davalı tarafından sunulan liste halindeki Nisan 2010 bordrosunda 1041265 sicil numaralı işyerinde fesih tarihinde davacı ile birlikte 26 işçinin çalıştığının göründüğü, davacının iş güvencesi kapsamında olup olmadığını tespiti yönünde fesih tarihinde davalıya ait aynı iş kolunda çalışan 30 ve daha fazla işçisi bulunup bulunmadığının, davalıya ait aynı iş kolunda başka işyeri ve çalışanı olup olmadığının araştırılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebeplerine göre sair hususların bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 21.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.