3. Hukuk Dairesi 2020/4180 E. , 2020/6367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kendilerine bağlı Tıp Fakültesinin ihtiyacı nedeniyle açtıkları ihale sonucu davalıdan kimyasal ve sarf malzemeleri ile cihaz satın aldıklarını, bu kapsamda toplam 246.670TL ödeme yaptıklarını, ancak davalının bir kısım cihaz parçalarını teslim etmediğini, kimyasal ve sarf malzemelerini ise eksik teslim ettiğini, eksik teslim edilen veya teslim edilmeyen malzeme bedelinin 91.803,78 TL olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 91.803,78TL’nin faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, satılan tüm malzemelerin değişik tarihli irsaliyeli faturalar ile davacı yetkilisine imzası karşılığında teslim edildiğini, teslim almaları nedeniyle bedellerinin de davacı tarafından ödendiğini, teslim edilmeyen bir cihaz ya da malzeme bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, mal teslimine ilişkin irsaliyeli faturalarda Tıp Fakültesi yetkili görevlilerinin fatura içeriği malları tam ve sağlam teslim aldıklarına dair ibarenin yer aldığı ve taraflarınca imzalandığı, eksik teslim yapıldığına dair bir çekincenin de belirtilmediği, mal teslimi yapıldıktan ve fatura düzenlendikten sonra mal bedellerinin tam olarak ödendiği, ödeme yapılırken de itirazi kayıt konulmadığı, bu durumun taraflar arasındaki sözleşme konusu malların tam olarak teslim edildiğini gösterdiği, HMK 200. madde gereğince taraflar arasındaki hukuki işlemin parasal değeri nazara alındığında malların teslim edilmediği, yine teslim edilmeyen malların neler olduğu ve parasal değerinin yazılı kesin delille ispatının gerektiği, kurum içinde düzenlenen tutanak ve tarafların e-mail yazışmalarının bu sonucu etkileme niteliği de olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; dosya kapsamı ve istinaf sebepleri gözetildiğinde hükme esas alınan bilirkişi raporu ve mahkeme kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu
gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1/b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı, eldeki dava ile davalıdan satın aldıkları cihaz ve kimyasalların eksik teslim edildiği iddiası ile eksik teslim edilen malzeme bedeli 91.803,78 TL’nin faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, satım konusu malların eksiksiz teslim edildiğinin değişik tarihli ve davacının yetkilisinin imzasını içeren irsaliyeli faturalar ile kanıtlandığını savunarak davanın reddini dilemiş; Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, davada davalı ile aralarındaki e-posta yazışmalarına dayanmış ve davalının iddiasının aksine teslimin irsaliyeli fatura tarihlerinde yapılmadığını ve fatura tarihlerinden sonra da devam ederek 17.03.2015 tarihine kadar sürdüğünü, bu tarihe kadar eksik kimyasal ve malzemelerin tesliminin e-posta yazışmaları ile davalıdan talep edildiğini ileri sürmüştür. Mahkemece, söz konusu e-posta yazışmalarının sonucu etkileme niteliği bulunmadığı kabul edilmiş ise de; taraflar arasındaki e-posta yazışmalarının irsaliyeli fatura tarihlerinden sonra da devam ettiği anlaşılmaktadır. HMK’nun 199. maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. Buna göre mahkemece söz konusu e-posta yazışmalarının sıhhati araştırılarak içeriğinin tartışılması gerekir. O halde Mahkemece, davacıdan teslim edilmediğini ileri sürdüğü malzemeler ile miktarının sorulması, buna ilişkin delillerini sunmak üzere kesin süre verilerek sunulacak delillerin ve taraflar arasındaki e-posta yazışmalarının sıhhati araştırılarak ve içeriği tartışılmak suretiyle tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Bu nedenle, HMK"nun 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 11.11.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.