13. Hukuk Dairesi 2017/7321 E. , 2018/1122 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile 29/04/2012 tarih ve EPT0272 nolu devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 1.350,00 TL ödediğini ve yine sözleşme nedeniyle 10.850,00 TL bedelli bono imzalayarak davalıya verdiğini, ancak bugüne kadar tapunun devredilmediğini, davalı şirketin imzalanan sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini belirterek sözleşmenin iptalini, ödediği bedelin faizi ile birlikte iadesini ve sözleşme nedeniyle imzalanan bononun iptalini talep etmiştir.
Davalı, ilk celsede fesih ve bedel talebi yönünden davayı kabul ettiğini beyan ederek faiz talebinin reddini dilemiştir.
Mahkemece, Davanın kabulüne, Taraflar arasında imzalanan 29.04.2012 tarihli EPT0272 seri nolu ... Palace Devremülk Pay Vaadi Sözleşmesinin iptali ile, davacı tarafından imzalanan 10.850 TL bedel içeren bononun iptaline, 1350 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek Mahkemece, UYAP üzerinden e-imza olarak imzalanan gerekçeli kararın hüküm kısmının 5 bentten oluştuğu, “6-Yargılama sırasında davacı tarafça yapılan toplam 52 TL den davalı davayı tahkikat aşamasına geçilmeden kabul ettiğinden yargılama giderinin 1/3 olan 17,30 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.500 TL maktu vekalet ücretinin davalının davayı tahkikat aşamasına geçilmeden kabul ettiğinden ½ olan 750 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,” yazılmamasına rağmen ıslak imzalı gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “.6-Yargılama sırasında davacı tarafça yapılan toplam 52 TL den davalı davayı tahkikat aşamasına geçilmeden kabul ettiğinden yargılama giderinin 1/3 olan 17,30 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.500 TL maktu vekalet ücretinin davalının davayı tahkikat aşamasına geçilmeden kabul ettiğinden ½ olan 750 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,” yer aldığı, böylece uyap üzerinden imzalanan gerekçeli karar ile ıslak imzalı olan gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulması nedeniyle ve bu çelişkinin tavzih yada tashih ile de giderilemeyeceğinin anlaşılmasına göre 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu" nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.