11. Ceza Dairesi 2019/3415 E. , 2020/7279 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında 2008-2009 takvim yıllarında temyiz dışı ...’in sahte fatura düzenleme eylemine iştirak ettiği iddiasıyla açılan kamu davalarında; sanığın savunmasında; olay tarihinde ... isimli muhasebecinin bürosunda çalıştığını, ...’in inşaat malzemeleri satışıyla ilgili işyeri açacağını söyleyerek, kendisine müracaat ettiğini, işe başlama işlemlerini yapabilmeleri için vekaletname gerektiğini bu nedenle ondan vekaletname aldığını, bunun dışında ...’nın işlerine ortak olması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, belgelerde kendi imzasının bulunmadığını ve sahte fatura düzenlemediği beyan etmesi, tanık olarak dinlenen ... beyanında; ...’i hiç görmediğini, yanında çalışan sanık ...’in onunla anlaştığını ve kendisinden habersiz ...’in beyannamelerini verdiğini, yıl sonunda belgeleri incelerken ... adına yüksek miktarlarda beyannameler verildiğini gördüğünü, ...’i yanına çağırıp durumu sorduğunu, ...’nın, işyerini kendisinin açtığını, evraklarını ... ve ...’a verdiğini, aslında işyerini fiilen ...’ın çalıştırdığını, kendisinin haberinin olmadığını söylediğini beyan etmesi, ...’in; sanık ...’in işyeri açmak istediğini ancak borçları yüzünden açamadığını söyleyerek kendisi üzerine şirket kurmayı teklif ettiğini, % 50 kar payı vereceğini söylediğini, kendisinin de kabul ettiğini ve sanık ...’e vekaletname verdiğini, zaman zaman sorduğunda, şirketin halen faaliyete geçemediğini ve iş yapamadığını söylediğini, daha sonra başka işler yaptığını öğrenince azilname çıkarttığını, kendisinin sahte fatura düzenlemediğini beyan etmesi, vergi denetmenine verdiği ifadesinde de; sanığın kardeşi olan ...’un kendisi üzerine şirket kurmayı, karşılığında tüm borçlarını ödemeyi teklif ettiğini, kendisinin de kabul ettiğini, ancak şirket işlerinden anlamadığı için sanık ... adına vekaletname verdiğini, şirketi sanık ..., ... ve ...’ın kurduğunu ve işleri onların yürüttüğünü beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından;
1- ... ve ...’ın CMK’nin 48. maddesindeki çekinme hakları hatırlatılarak tanık olarak dinlenmeleri,
2- Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan fatura asıllarından kanaat oluşturacak sayıda temin edilerek sanık, ..., ... ve ...’a gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kendilerine ait olmadığını söylemeleri halinde yazı ve imzaların aidiyeti konusunda bilirkişi raporu alınması,
3- Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ve adı geçen kişilere ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a) Faturaları kullandığı belirlenen ve haklarında karşıt inceleme raporları düzenlenen mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosyaya alınması,
b) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
4- Kabule göre de;
a) Her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturduğu aynı takvim yılına ait birden fazla fatura düzenlenmesi halinde ise zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden hangi yıldan hüküm kurulduğu belirtilmeden tek mahkumiyet hükmü kurulması,
b) TCK"nin 37-39. maddeleri uyarınca suçu, doğrudan doğruya birlikte işleyerek iştirak edilebileceği gibi azmettirerek veya yardım etmek suretiyle de iştirak edilebileceği, sanığın iştirakinin niteliğinin belirlenmesi ve VUK"nin 360. maddesine göre suçtan maddi menfaat elde edip etmediğinin araştırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 15/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.