Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2013/11-264
Karar No: 2013/301

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/11-264 Esas 2013/301 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2013/11-264 E.  ,  2013/301 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname : 2011/185012
    Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi
    Mahkemesi : ANKARA 8. Ağır Ceza
    Günü : 22.02.2011
    Sayısı : 402-40

    Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık A.C.Ç."nun 5237 sayılı TCK"nun 204/1 ve 53/1. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.04.2009 gün ve 160-126 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 01.10.2010 gün ve 6399-10418 sayı ile;
    “1-Sanığın aşamalardaki savunmalarında T.Dershaneleri Ltd. Şti."nin kurucu ortağı ve aynı zamanda şirketi temsile yetkili kişi olduğunu, şirketin birçok il ve ilçede şubesinin bulunduğunu suça konu bononun Beyoğlu şubesinde bizzat müşteki tarafından oradaki görevliler huzurunda imzalanarak alınmış olup o şubede kardeşinin görevli olduğunu, kendisinin bonoyu daha sonra gördüğünü savunmuş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şeklide belirlenmesi açısından; bononun düzenlenmesi sırasında hazır bulunan Beyoğlu şubesi çalışanları ile bu şubede görevli kardeşi tespit edilerek bononun ne şekilde düzenlendiği hususunda beyanları alınıp, imza mukayesesinde esas olarak kullanılmak üzere, katılanın suça konu senedin düzenlendiği iddia olunan 2000 yılı ve öncesi tarihlere ait imza örneklerini temini ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor aldırılarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini  gerekirken, senedin takibe  konulduğu tarihten de sonrasına ait imza örnekleri dikkate alınarak düzenlenmiş yetersiz bilirkişi raporuna itibar  edilerek eksik soruşturmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Kabule göre de; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel kurulunun 22.12.2009 gün, 2009/9-99 Esas 2009/304  Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere, adli sicil kaydına göre sabıkası bulunmayan sanık hakkında yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden, yasa metninin  tekrarı niteliğinde soyut ifadeler ile ertelemeye ve 5237 sayılı Yasanın 231.maddesinin uygulanmasının yer olmadığına karar verilmesi” isabetsizliklerinden  bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 22.02.2011gün ve 402-40 sayı ile;
     “...Her ne kadar Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 01.10.2010 tarihli kararında bononun düzenlenmesi sırasında hazır bulunan Dershanenin Beyoğlu Şubesi çalışanları ile bu şubede görevli kardeşi tespit edilerek bononun ne şekilde düzenlendiği hususunda beyanları alınıp imza mukayesesine esas olarak kullanmak üzere katılanın suça konu senedin düzenlendiği iddia olunan 2000 yılı ve öncesi tarihlere ait imza örneklerinin temini ile Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor aldırılarak hukuki durumunun buna göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile mahkememiz kararı bozulmuş ise de Yargıtay 11. Ceza Dairesinin bozma gerekçesi usul ve yasaya uygun değildir. Zira mahkememizce yaptırılan grafolog bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor Yargıtay bozma ilamında belirtildiği şekilde yetersiz değildir. Kaldı ki Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığınca bu grafolog’a adliye mahkemelerinde yazı ve imza mukayeseleri yapması hususunda yeterli bulunarak izin verildiği aşikardır. Mahkememizde ve adliye mahkemelerinde görülen bir çok davada adı geçen grafolog bilirkişi olarak görevlendirilmiş, düzenlemiş olduğu raporlara istinaden kararlar verilmiş ve verilen bu kararlarda Yüksek Yargıtay’ın çeşitli dairelerince yeterli bulunup aksi yönde görüş belirtilmemiştir. Mahkememizin kararının dayanağı olan bu raporun her nedense Yargıtay 11. Ceza Dairesince yeterli görülmemesi bizce yerinde değildir. Öte yandan T.Dershanelerinin Beyoğlu Şubesi çalışanlarının dinlenmesi bizce etik değildir. Yargıtay bozma ilamında her ne kadar Dershane çalışanları ve sanığın kardeşinin tanık olarak dinlenmesi gerektiği belirtilmiş ise de adı geçenlerin ve özellikle sanığın kardeşinin sanık aleyhinde beyanda bulunmaları eşyanın tabiatına aykırıdır ve böyle bir yönteme başvurulmasının doğru olmayacağı düşünülmüş, bu itibarla Yargıtay 11. Ceza Dairesinin bozma ilamında belirtilen gerekçeler yerinde görülmeyerek mahkememizin önceki kararındaki gerekçenin doğru olduğu ve sanığın mahkumiyetine yetecek derecede delil bulunduğu düşüncesi ile mahkememizin önceki kararında direnilmesine ve sanığın sabit görülen resmi evrakta sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi hususunda kurulumuzda tam bir inanç hasıl olmuştur"  gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
    Bu hükmün de sanık müdafii ile Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay C. Başsavcılığının 01.03.2013 gün ve 18501 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Müşteki Ö.Ö."nın 22.06 2006 tarihinde Fatih Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı müracatta; "2000 yılında uzmanlık sınavlarına hazırlanırken arkadaşlarının tavsiyesi üzerine T.Dershanesinin Beyoğlu şubesine gittiğini, ancak dershaneye bir gün gittiğini bir daha gitmediğini, herhangi bir anlaşmada yapmadığını, senet vermediğini, 21.06.2006 günü işyerine Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2006/7157 Esas sayılı dosyasından ödeme emri geldiğini, ekinde 01.05.2005 ödeme günlü 1.9.2004 tanzim tarihli borçlusu kendisi gözüken 900.000 YTL lik bir senet bulunduğunu, takibin bu senede istinaden yapıldığını, alacaklının A. C. Ç. olduğunu, yaptığı araştırmada bu şahsın T.Dershanesinin sahibi olduğunu öğrendiğini, senetteki imzaların kendisine ait olmadığını, sanığı tanımadığını, hiçbir alışverişinin olmadığı gibi senette vermediğini" beyan ettiği, kovuşturma aşamasındaki beyanlarının da benzer nitelikte olduğu,
    Sanık A.C.Ç."nun soruşturma aşamasında; "T.Dershanelerinin kurucusu ve sahibi olduğunu, müşteki Ö.Ö."yı tanımadığını, dershaneye gelmiş olabileceğini, gösterilen senedi hatırlamadığını, Beyoğlu şubesinde görevli olan kardeşi ile görüştüğünü, müşteki Ö. Ö."nın bir bayan doktor ile birlikte tıpta uzmanlık kursu için kayıt yaptırdıklarını, bir müddet devam ettikten sonra kurstan ayrıldıklarını, müştekinin devam ettiği sürelere ilişkin daha önce tanzim ettiği bonolardan 900 milyon TL lik bononun kurs bedeli olarak alındığını, diğer bonoların ise müştekiye iade edildiğini, müştekinin vadesinde ödememesi nedeniyle işleme koyulduğunu, halen de borcun ödenmediğini,  bono üzerindeki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını" söylediği,
    Mahkemede farklı olarak; "müştekinin dershaneye kaydolduktan sonra bir müddet devam edip ayrıldığını, kayıt sırasında alınan senetlerin çoğunun müştekiye iade edildiğini, sadece kitap parası olarak suça konu bononun kaldığını, bunları bizzat yapmadığını, İstanbul şubesindeki E. hanım ve İlker bey isimli görevlilerden duyduğunu" belirttiği
    Sanığın ifadesinde belirttiği E.isimli bayanın mahkeme tarafından tanık sıfatıyla çağrılıp dinlenilmediği, 07.04.2009 tarihli ilk hükümden sonra sanık müdafii tarafından yerel mahkemeye verilen temyiz dilekçesi ekinde bulunan, E.T.adıyla yazılan dilekçede; "Ö. Ö.’yı dershanede geçen bir tartışma ve bir dönem katıldığı hızlı kurs sınıfından Türkiye birincisi çıkması nedeniyle gayet iyi hatırladığını, Ö.Ö.o zamanlar aynı evi-yurdu paylaştığını söylediği sınıf arkadaşı R.K. ile birlikte Ocak 2000 yılında başlayan hızlandırılmış hafta sonu kurs programına kayıt yaptırdığını ve kitaplarını aldığını, her ikisinden kurs ve kitapların ücreti olarak 2100 TL’lik senetler alındığını, iki hafta kadar kursa katıldıktan sonra ayrılmak istediklerini söyleyerek senetlerini geri almak istediklerini,  kurs başladıktan sonra ayrılmasının uygun olmadığını ve kitapları da aldıklarını hatırlattıklarında, Ö.Ö."nın tartışarak ayrıldığını, daha sonra dershaneye gelerek katıldıkları kursların ve aldıkları kitapların ücretini ödeyecek durumda olmadıklarını, ödemeleri gereken para için yeni senet düzenlenmesini ve  verdikleri 2100 TL"lik senetlerin iadesini istediklerini, bunun üzerine 2100 TL"lik senetleri iade ettiklerini, 900 TL"lik senet düzenlediklerinin" ifade edildiği,
    Suça konu senet aslı,  sanığın huzurda alınmış yazı ve imzaları,  20.07.2007 tarihli ifadesindeki imzası, 12.06.1995 tarihli vekâletnamedeki imzası ile katılana ait huzurda alınmış yazı ve imzaları ve 22.06.2006 tarihli müracaat tutanağındaki imzasını incelediğini belirten bilirkişi tarafından soruşturma aşamasında düzenlenen raporda; “sonuç olarak tetkik konusu 900.000.000 liralık senet muhtevasındaki yazı ve rakamlar ile borçlu adına atılı bulunan iki adet imzanın, Ö.Ö.ve A. C. Ç. elinden çıkmadığı”  açıklamasına yer verildiği,
    Suça konu senet aslı ve katılana ait huzurda alınmış yazı ve imzaları ile 22.06.2006 tarihli müracaat tutanağındaki imzası ile 2008 ve 2007 yıllarına ait katılana ait imza örneklerini incelediğini belirtilen bilirkişi tarafından kovuşturma aşamasında düzenlenen raporda; “900.000.000 TL lik senet üzerindeki Ö. Ö.adına düzenlenmiş imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasın Ö.Öz.elinden çıkmadığı” görüşünün yer aldığı,
    Anlaşılmaktadır.
    5237 sayılı TCK’nun “Resmi belgede sahtecilik” başlıklı 204. maddesi;
    “(1) Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (2) Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen veya sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
    (3) Resmi belgenin, kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belge niteliğinde olması halinde, verilecek ceza yarısı oranında artırılır” şeklindedir.
    Buna göre, resmi belgede sahtecilik suçu seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenmiş olup, resmi belgenin sahte olarak düzenlenmesi, gerçek bir resmi belgenin başkaları aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması durumunda suç oluşacaktır.
    Maddenin ikinci fıkrasında, resmi belgede sahtecilik suçunun kamu görevlisi tarafından işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanarak, daha ağır bir yaptırıma bağlanmış, maddenin üçüncü fıkrasında ise, suçun konusunu oluşturan resmi belgenin, kanunun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan bir belge niteliğinde olması halinde cezanın yarı oranında artırılması hüküm altına alınmıştır.
    Sahtecilik suçlarının hukuki konusu kamunun güveni olup, belgelerin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi, gerçek bir belgeye eklemeler yapılması, tamamen veya kısmen değiştirilmesi eylemlerinin kamu güvenini sarstığı kabul edilerek yaptırıma bağlanmıştır.
    5271 sayılı CMK’nun 63. maddesi uyarınca, hâkimin genel ve hukuki bilgisiyle çözemeyeceği, çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşüne başvurulması zorunludur.
    Belgede sahtecilik suçlarında sahtecilik olgusunun belirlenmesi özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden, bu tür bir incelemenin öncelikle bünyelerinde grafoloji uzmanı bulunduran resmi kurumlar, bu mümkün olmadığı taktirde ise incelemenin grafoloji uzmanlarına yaptırılması gerekmektedir.
    El yazıları ve imzalar ilgilisine özgü bir takım özellikler taşıdıklarından, bilirkişi incelemesi ile suça konu belgedeki yazı ve imza sahibinin bulunabilmesi mümkündür. Suça konu belge üzerinde inceleme yapılırken ilgililerin incelemeye esas olmak üzere imza ve yazı örneklerinin alınmasının yanında, ilgililerin örnek yazı ve imzalarının da temin edilmesi gerekmektedir. İlgililerin imza ve yazı yazma sitillerini değiştirme ihtimalleri karşısında, suç tarihinden önceki veye suç tarihine yakın tarihlerdeki imza ve yazı örnekleri getirtilerek inceleme yapılmalıdır.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Somut olayda yerel mahkemece, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de, sanığın aşamalardaki savunmaları, bilirkişi raporları ve ilk hükümden sonra temyiz dilekçesi ekinde E. T. tarafından dosyaya sunulan dilekçe içeriği karşısında, sanığın kurucusu ve yetkilisi olduğu dershanenin Beyoğlu şubesinin sorumlusu olan kardeşi, olay tarihinde aynı şubede görevli olan E. T. ve İ..isimli şahıs ile katılanla birlikte dershaneye kayıt yaptırdığı anlaşılan R.K."un olayla ilgili görgüye dayalı bilgileri olduğunun iddia olunmasına rağmen beyanları alınmadan  katılan ve sanık anlatımlarından suça konu senedin 2000 yılında düzenlenmiş olduğunun anlaşılmasına karşın, katılanın 2000 yılı ve öncesine ait imza örnekleri getirtilip incelettirilmeden hüküm kurulmuştur.
    Ceza yargılamasının amacı, somut gerçeğin ortaya çıkarılması ve araştırılarak hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesidir. Hüküm kesinleşinceye kadar inceleme imkanı bulunan delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekir. Maddi gerçeğin ortaya çıkartılarak buna uygun bir hüküm kurulabilmesi ve adaletin hatasız düzeyde gerçekleşmesi için, öne sürülen bütün delil ve belgelerin araştırılıp, tartışılması zorunludur. Bu nedenle hangi aşamada sunulursa sunulsun, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumu belirlenmelidir.
    Bu nedenle, sanığın savunmalarında belirttiği R.K., E. T.ve sanığın kardeşi ile olay tarihinde Beyoğlu şubesinde çalışan İ.. isimli şahsın tanık olarak dinlenmemesi ve katılanın senedin düzenlendiği tarih olan 2000 yılı ve öncesine ait imza örnekleri temin edilerek Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor aldırılmaması suretiyle eksik soruşturmaya dayalı olarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, Özel Daire bozma kararı yerinde olup, yerel mahkeme direnme hükmünün eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.02.2011gün ve 402-40 sayılı direnme hükmünün eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 11.06.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi