Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/756
Karar No: 2020/3563
Karar Tarihi: 08.07.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/756 Esas 2020/3563 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/756 E.  ,  2020/3563 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, eşi olan mirasbırakanı ..."in maliki olduğu ... ada ... parselde bulunan 10 numaralı bağımsız bölümü, ilk eşinden olan oğlu davalı ..."e satış göstermek suretiyle bedelsiz olarak devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiş, aşamada davacının ölümü üzerine mirasçılar davaya dahil edilmiş, dahili davacılar 05.05.2017 tarihli dilekçe ile HMK’nın 125. maddesi uyarınca seçimlik haklarını bedelden yana kullanmışlar ve miras paylarına isabet eden 32.500-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar Dairece ‘’...davalının çekişme konusu taşınmazdaki payını hükümden önce 13.02.2014 tarihinde dava dışı ..."e satış suretiyle devrettiği anlaşılmaktadır. O hâlde, kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan anılan yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılması, bu yöndeki usuli eksikliğin giderilmesi ve sonucuna göre işlem işlem yapılarak ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.’’ gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde doğrudan doğruya mirasbırakan ... tarafından davalı ..."a yapılan bir satış olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakanın 20.01.2010 tarihinde öldüğü, geride ikinci eşi davacı ... ile ilk eşinden olma oğulları ... ve ...’in mirasçı olarak kaldığı, mirasbırakanın dava konusu taşınmazdaki 104/378 payının tamamını 14.08.2004 tarihinde gelini olan ...’a satış suretiyle devrettiği, 14.08.2006 tarihinde yapılan kat irtifakı tesisi ile ... adına tescil edilen 10 nolu bağımsız bölümün davalı ...’e, aşamada gerçekleşen ihale ile 16.01.2012 tarihinde de dava dışı ...’e devredildiği, ...’ın da 25.11.2012 tarihinde taşınmazı dava dışı ...’a temlik ettiği, davacının HMK’nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını bedel yönünden kullandığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Böyle bir durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olayda, mahkemece hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Şöyle ki, eldeki dava ile aynı tarihte açılan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/602 ve 603 Esas sayılı dosyalarında dava konusu taşınmazdaki kat irtifakı tesisi ile davalı ... adına oluşan 1, 4 ve 7 nolu bağımsız bölümler yönünden de aynı iddialarla tapu iptal ve tescil davası açıldığı, 1 nolu bölümü dava dışı ...’nın davalı ...’e, ...’in dava dışı ...’a, ...’ın da diğer mirasçı ...’e temlik ettiği, her iki davanın da kabul edildiği ve kararların Dairece onandığı anlaşımaktadır.
    Hal böyle olunca, yukarıda anılan dosyaların getirtilmesi, mirasbırakanın dava dışı ...’ya temlik ettiği 104/378 paydan gelen dava dışı 3 adet bağımsız bölüm yönünden temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı kabul edildiği gözetilerek yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda bir değerlendirme yapılması, toplanan ve toplanacak deliller birlikter değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken aracı kullanılmak suretiyle mirasçıdan mal kaçırıldığı iddia edilmesine rağmen mirasbırakan tarafından davalıya doğrudan yapılmış bir devir olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi