10. Hukuk Dairesi 2021/6900 E. , 2021/15143 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesince verilen kararın, fer"i müdahil Kurum vekil tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı, 04/03/2003 ile Ağustos 2010 tarihleri arasında davalılara ait evde müşterek çocuklarına bakmak ve ev işlerini yapmak suretiyle çalıştığının tespitini talep etti.
II-CEVAP
Davalı işverenler vekili, iddiaların gerçek olmadığını ev hizmetlerinde çalışanların işçi sayılamayacağını, Atanın doğum tarihinin 03/02/2004 olup Eylül 2004"e kadar çocuğun bakımının davalılar tarafından yapıldığını, Eylül 2004, Haziran 2006 dönemi davacının 09:00-10:00 ile 17:00-17:30 saatleri arasında günde sekiz saat, 21 ay hafta içi çalıştığını, aynı zamanda evin temizlik işleri yaptığını, bakım süresinin ortalama 15 ay olduğunu, Hazirandan Eylüle kadar çalışma olmadığını ardından çocuğun anaokuluna başladığını Eylül 2006 - 25/07/2010 döneminde çocuğun okula gittiğini, davacının çalışmadığını, haftada bir iki gün ev işleri için geldiğini, Haziran 2010"dan itibaren ilişkinin tamamen sona erdiğini, çocuk okula başladıktan sonra ücretin asgari ücret değil yevmiye şeklinde ödendiğini, davacının bahsettiği mektubunda işten çıkmasından sonra 2014 yılında verildiğini belirterek davanın reddinin istendiği görülmüştür.
Kurum vekili yetki, süre, husumet itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesi, davacının davasının kısmen kabulü ile,
Davacının 5510 sayılı Yasa"nın 4/1- a maddesi kapsamında hizmet akdi ile sigortalı olarak 01/09/2004-30/06/2006 dönemi 2005 yılı Temmuz ve Ağustos ayları dışlanmak kaydıyla davalılar yanında asgari ücretle çalıştığının tespitine,
Artan kısma ilişkin isteklerin reddine, karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesince, fer"i müdahil Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir..
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Fer"i müdahil Kurum vekili kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi ya da çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.
Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını ya da kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değer de delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir.
Mahkemece;" ... tanık beyanları dikkate alınarak 01.09.2004 den itibaren, davacının davalıların çocuklarına bakmak üzere haftada 5 gün davlıların evinde hizmet verdiği, çocuk okula başlayıncaya dek yani Eylül 2006 ya kadar, 2006 dönemi Temmuz - Ağustos aylarında tatil olduğu anlaşılmakla, sonuç itibariyle 30.06.2006"ya dek bu bakım hizmetinin süreklilikle unsurunu karşılayacak şekilde devam ettiği saptanmakla, 01.09.2004 - 30.06.2006 dönemi davacının sigortalı sayılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu dönemden sonra ise, çocuğun okula gittiği, okulda 17:45"e kadar kaldığı, sabahleyin ise giriş saatinin 08:15 olduğu, dolayısıyla bakıcıyı gerektirir bir durumun bulunmadığı, çocuğunda okuldan ailesi tarafından alındığı saptanmış, yine tanık beyanları ile bu dönemde davacının haftanın yarısını aşmayacak şekilde temizliğe geldiği, buna göre süreklilik unsurunun 30.06.2006"dan sonra gerçekleşmediği ve davacının sigortalılık koşullarını taşımadığı anlaşıldığından bu dönemki isteğin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle davacının davasının kısmen kabulü ile, davacının 5510 sayılı Yasa"nın 4/1-a maddesi kapsamında hizmet akdi ile sigortalı olarak 01/09/2004-30/06/2006 dönemi 2005 yılı Temmuz ve Ağustos ayları dışlanmak kaydıyla davalılar yanında asgari ücretle çalıştığının tespitine, Artan kısma ilişkin isteklerin reddine," kararı verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayın incelenmesinde; dosya kapsamında yer alan hizmet döküm cetvelinden davacının dava konusu dönemde davalı iş yerinden ya da başka bir iş yerinden bildirimi bulunmadığı anlaşılmakta olup, Mahkemece; 30.06.2006 tarihi sonrası ispatlanamayan istemin reddine karar verilmiş olması karşısında, işe giriş bildirgesi ve sigorta bildirimleri bulunmayan 01.09.2004-30.06.2006 arası tespite (kabule) konu çalışmaların, 04.05.2015 dava tarihi itibariyle hak düşürücü süre kapsamında kalıp kalmadığı yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde irdelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, fer"i müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi kararının 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.