17. Hukuk Dairesi 2018/6441 E. , 2019/573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki yapılan tazminat davası yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 04.07.2010 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında müvekkilinin motorsiklette yolcu olarak bulunduğunu, iki aracın da zorunlu trafik sigortasının bulunmadığını, müvekkilinin ağır yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili için 1.000,00 TL geçici işgöremezlik, 7.000,00 TL sürekli işgöremezlik zararının kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle sürekli işgöremezlik talebini 85.466,64 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, hatır taşıması ve kusur indirimi yapılması, SGK ödemelerinin düşmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 85.466,64 TL sürekli iş göremezlikten kaynaklanan tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, geçici iş göremezlik tazminatının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu"nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52. md.) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve trafik mevzuatı uyarınca sürücü ve yolcuların araçların kullanılması sırasında koruyucu tertibatları kullanması zorunludur. Araçlarla gerek sürücü gerekse de yolcu olarak seyir halinde iken zorunlu olan koruyucu ekipmanların kullanılmaması zararın doğmasına veya artmasına sebebiyet veren etkenlerdendir. Özellikle de motorsiklet gibi bir araçla seyir halinde iken mevzuata göre sürücülerin takmak zorunda olduğu koruma başlığı (kask) hayati öneme sahiptir. Bu nedenle davacı sürücünün kaza anında kasksız olduğunun anlaşılması halinde müterafik kusuru bulunduğundan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. maddesi gereğince tazminattan indirim yapılıp yapılmaması hususu değerlendirilmelidir.
Somut olayda davacı motorsiklette yolcu olup kask takıp takmadığı kaza tespit tutanağına göre belirsiz olup, davacının baş bölgesinden yaralandığı, yine davacının yolcusu olduğu motorsikletin sürücüsünün davacının arkadaşı olup 15 yaşında olduğu, sürücü belgesi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı taraf davacının müterafik kusuru olduğunu savunmuştur. Bu durumda mahkemece, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 52. (818 sayılı BK 44. md.) maddesi gereğince davacının kask durumundan ve sürücü belgesiz kullanılan motorsiklete yolcu olarak binmesinden dolayı müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru değildir.
3-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nin 43.(6098 sayılı TBK’nin 51. md.) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda davacı yolcu iki taraflı trafik kazasında yaralanması nedeniyle davasını iki aracın da kusurlu olduğundan ve zorunlu trafik sigortaları bulunmadığından bahisle Güvence Hesabı’na karşı yöneltmiştir. Mahkemece alınan ATK bilirkişi raporunda karşı araç sürücüsü %25 oranında, davacının yolcusu olduğu araç sürücüsü %75 oranında kusurlu bulunmuş, mahkemece zararın tamamına hükmedilmiştir. Davalı süresi içerisinde hatır taşıması savunmasında bulunmuş, mahkemece bu husus tartışılmamıştır. Eksik inceleme ile karar verilemez. Hazırlık beyanlarından davacı ile davacının yolcusu olduğu motorsikletin sürücüsünün arkadaş oldukları, motorsikletin sürücünün babasına ait olduğu anlaşılmaktadır. Davalı Güvence Hesabı bakımından karşı araç yönünden hatır taşıması indirimi yapılması mümkün değil ise de, mahkemece davacının yolcusu olduğu araç yönünden davalı vekilinin hatır taşıması savunması üzerinde durularak, davaya konu trafik kazası ile ilgili var ise ceza dosyası da getirtilerek, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak, davacının yolcusu olduğu araç bakımından tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 23/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.